Şimdi bu şok edici grafiğe göre, su tüketimimiz geçen ay üç katına çıktı. | Open Subtitles | والان كما يظهر لنا المخطط الصادم فإستهلاك الماء قد تضاعف ثلاث مرات |
Bu hastalık her yıl sekiz milyon insanı kalıcı olarak kör ediyor. En şok edici yanı ise, trahom'u kapmaktan kaçınmak için yapmanız gereken tek şeyin yüzünüzü yıkamak olması: ne ilaç, ne hap, ne de iğne. | TED | هذا المرض يصيب 8 ملايين شخص بالعمى الدائم كل سنة. الجزء الصادم في هذا الأمر هو أنه لتفادي الأصابة بمرض التراخوما كل ماعليك فعله هو غسل وجهك: لا حاجة لأدوية، ولا حبوب ولا حقن. |
Asıl şok edici olan şey: Neden? | TED | والشيء الصادم هو: لماذا؟ |
Hiç kimse sesinin travmatik boyutunun tam olarak farkında değildir Sesi, insana ait öznelliği, derinliği ifade eden göksel, ...yüce bir aracı olarak değil, yabancı bir davetsiz misafir gibi düşünürsek. | Open Subtitles | لم يعي أحد البعد المؤذي الصادم للصوت الإنساني الصوت الإنساني ليس كوسيط متسامي أثيري للتعبير عن أعماق النفسية الإنسانية |
...Bu travmatik olayla birlikte başka birini getirirseniz eğer, yani şimdiki zamana, | Open Subtitles | إذا أعدت أحداً من الحدث الصادم للزمن الحاضر |
Çarpıştırıcıya test uygulaması yapıyorken senkrotonlar fazla ısındı. | Open Subtitles | كنا نحضر الصادم إلى إختبار تجريبي عندما سخن السينكترون |
Çarpıştırıcıya bir şey mi oldu? | Open Subtitles | كنا نحضر الصادم إلى إختبار تجريبي |
Muayene masasında yatan karmaşık duygularla dolu hamile bir kadına ilk seçenek olarak gebeliği sonlandırmayı önermesini çok yadırgadım. | Open Subtitles | أظن من الصادم أن يكون أول خيار تعطينه لامرأة حُبلى لديها مشاعر مختلطة، إنهاء الحمل. |
Ama benim neslimdeki akranlarıma göre, ...bir porno çağını sona erdirmesi anlamına gelen Elektra Luxx'ın bu işleri aniden bıraktığına dair yapılan şok edici duyurudur. | Open Subtitles | ولكن لجيلي الإعلان الصادم عن عودة (إلكترا لوكس) من صناعة الأفلام هو أمر غريب, هذا ضياع غير أكيد |
Şimdi de bu gecenin en çok konuşulan olayına göz atıyoruz Reed Rockwell'in şok edici bir biçimde yükselişi ve düşüşü. | Open Subtitles | "نعود الآن إلى القصّة الأولى من الموجز الصادم" لصعود وهبوط (رييد روكويل)" |
Danny şimdi dünyayı dolaşıyor ve vücut boyamalarıyla halka anatomiyi tanıtıyor. Tıbbi çizim programları tarafından reddedilmesi bu yüzden şok edici. | TED | (داني) يسافر حول العالم حالياً، ويقوم بتدريس التشريح البشري للعامة عبر رسوماته، ولهذا كان من الصادم جدا إكتشاف أنه قد تم رفضه من قبل برامج الرسم التوضيحي الطبي. |
Bu şablonun tekrar ettiğini fark ettiğimde sinirlendim ama ilham da aldım, bir oyun geliştirmek için. Bu travmatik olayı daha iyileştirici bir deneyim hâline getirecek bir kelime oyunu. | TED | ولذلك عندما أرى هذه الأنماط تتكرر أغضب ولكنني أيضا أصبح شغوفا لصنع لعبة لعبة من الكلمات التي ستتيح لي تحويل هذا الكشف الصادم لتجربة شافية أكقثر |
Sesin travmatik boyutuyla ilgili yani sesin özgürce ortalıkta dolaşıp ... travmatik bir temsil yaratan, realitenin biçimini bozup kaygıyı ön plana çıkaran, ve o an için , ...korkutucu önem arzeden boyutuyla ilgili ilk film, 1931'de Almanya'da | Open Subtitles | أول فيلم كبير عن البعد المؤذي للصوت والذي يسبح فيه الصوت حراً مُبرزاً بُعده الصادم المؤذي المخيف مكوناً اللحظة الحاسمة، أو عنصر التوتر الذي يشوه الواقع |
Jessica kim olduğunu hatırlamıyor çünkü kimliği yaşadığı travmatik olayla alakalı. | Open Subtitles | - نعم. جيسيكا لا تتذكر من هي لأنها ترتبط مباشرة إلى الحادثة الصادم. |
Muayene masasında yatan karmaşık duygularla dolu hamile bir kadına ilk seçenek olarak gebeliği sonlandırmayı önermesini çok yadırgadım. | Open Subtitles | أظن من الصادم أن يكون أول خيار تعطينه لامرأة حُبلى لديها مشاعر مختلطة، إنهاء الحمل. |