Tedbiri elden bırakmıştım. Elindeki Şok tabancısını görmedim. Sonra burada uyandım. | Open Subtitles | أسقطت حذري , فلم أرَ الصاعق وحين استيقظت , أمسيت هنا |
Ahbap, artık geriye dönemem. Güvenlik bana karşı Şok tabancası kullanmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لقد قُضي أمر ذلك يا صاح، كان على رجال الأمن إستخدام المسدس الصاعق. |
Fakat her kim ise, yükleyiciyi çalan kişiyle bağlantılı olma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | ولكن مهما كان يبدو أنهم متورطون في ما هو اكثر من سرقة الصاعق |
Orası yükleyiciyi elde edecek olan adamları gördüğüm son yerdi. | Open Subtitles | كان اخر مكان رأيت فيه الرجال الذين سيكون لديهم الصاعق |
Onlar güç santrallerini kontrol eden Yükleyici aleti tasarlayan savunma müteahhitleri. | Open Subtitles | انهم وكلاء الدفاع الذين صمموا جهاز الصاعق ليسيطر على المفاعلات النووية |
Eğer yükleyicinin kontrolünü elimize geçiremezsek soğutma sisteminin tamamını kapayacak ve nüve koruma alanının dışına doğru erimeye başlayacak. | Open Subtitles | إذا لم نتمكن من استعادة هذا الصاعق سيغلق كل نظام التبريد وسينصهر العمود عبر المبنى |
Kullanılan alet bir Elektrik Şok aygıtı. | Open Subtitles | الآلة المزعومة المستخدمة كانت جهاز الصاعق الكهربائي |
Şok iblisi hakkında konuşmalıyız çünkü- | Open Subtitles | لكننا نريد أن نتحدص إليك عن .. المشعوذ الصاعق لأنه |
Şok iblisi tılsımını arıyorsan biz zaten bulduk. | Open Subtitles | إذا كنت تبحثين عن تعويذة للمشعوذ الصاعق ، فنحن وجدناها |
Şok iblisi ona saldırana kadar bekle. | Open Subtitles | إنتظري فقط حتى يأتي المشعوذ الصاعق و يهاجمها |
Franks eşyalarının arasında Hendricks'in Şok cihazını bulmuş. | Open Subtitles | لقد وجد فرانكس الصاعق الخاص بها فى اشيائه |
Şu an, tek istediğim, yükleyiciyi bulmamıza yardım edecek olan uygun şeyleri bulmak. | Open Subtitles | أما الان، فانا أريد الأشياء التي يمكن أن تساعدنا في العثور على الصاعق |
yükleyiciyi kullanmak isteyecek olan herhangi birinin, reaktörün güvenlik duvarını geçmesi gerekecektir. | Open Subtitles | أي أحد يحاول استعمال هذا الصاعق لابد أن يتسلل ألكترونياً إلى نظام أمن المفاعل |
yükleyiciyi, bu santrallerin kontrolünü ele geçirmek için kullanacaklarını farzetmeliyiz. | Open Subtitles | لابد أن نفترض أنهم استخدموا هذا الصاعق للسيطرة على هذه المفاعلات |
Eğer bu gerçekten o ise, yükleyiciyi kapatabilirim ve geri kalan santrallerin erimelerini engelleyebilirim. | Open Subtitles | ماذا يعني هذا؟ لو أن هذا صحيح، فيمكننا إيقاف الصاعق وإيقاف باقي المفاعلات من الانصهار |
Yükleyici, reaktörlerdeki ısı seviyelerini kontrol ediyor. | Open Subtitles | هذا الصاعق يتحكم في ابقاء الحرارة داخل هذه المفاعلات |
Yükleyici, nükleer güç santrallerinin kontrolünü ele geçirdi. | Open Subtitles | الصاعق تمكن من السيطرة على المفاعلات النووية. |
Yükleyici, reaktörlerdeki ısı seviyelerini kontrol ediyor. | Open Subtitles | هذا الصاعق يحدد مستويات الحرارة داخل المفاعلات، يمكن أن يصهروا |
Edgar kontrol etti. Bu santraller tamamen, giriş ve çıkışı kapatılmış olan yükleyicinin kotrolü altındalar. | Open Subtitles | ,هذه المفاعلات وقعت تحت سيطرة الصاعق تماماً |
O tabancayı her kullandığında tarih ve saati kaydedilir. | Open Subtitles | كل مرة تستعملين هذا الصاعق يسجل اليوم والوقت |
Peki, bu bizim pek işimize yaramıyor. Bayıltıcı alan hâlâ devrede. | Open Subtitles | حسناً , هذا بالتأكيد لا يُفيدنا بشيء المجال الصاعق لا يزال تأثيره ساري المفعول |
Bir Kiril "K" harfi-- "cani"yi temsil ediyor. Şok tabancasını nerden buldun? | Open Subtitles | إنه السيريالي قاطع العنق أين حصلت على السلاح الصاعق ؟ |
Hepsi ıvır zıvır değil. Bu "Spider Man"in 46. sayısı. Bu sayıda, Shocker'la uğraşıyordu. | Open Subtitles | ليست جميعها خردة، هذه مجلّة "الرجل العنكبوت" العدد 46 بهذا العدد، يقضي على "الصاعق" |
Adı da Yıldırım Pulluğu. | Open Subtitles | إنّه يُدعى المدفع الصاعق. |
Tesla bobininin sorunu ne? | Open Subtitles | ما خطب الصاعق لديكم؟ |