"الصباح لذا" - Traduction Arabe en Turc

    • sabah
        
    Evet, birazcık dağınık. Bu sabah yatağımı yapmadım, bu yüzden... Open Subtitles نوعاً ما فوضوى لم أرتب السرير هذا الصباح , لذا
    Bu sabah bir şey unuttuğunu fark ettim ve getireyim dedim. Open Subtitles لاحظت أنك نسيت شيء هذا الصباح لذا أردت أن أجلبه لك
    Güven bana dostum, bu sabah idrarım temiz çıktı, o yüzden biraz içtim. Open Subtitles ثق بي يارجل , بولي كان نظيفا هذا الصباح لذا انا بخير لمدة
    Hayır. sabah Avrupa'ya gidecek. Yani çok küçük bir şansım var. Open Subtitles لا أستطيع ,هي ستغادر إلى أوروبا في الصباح لذا لدي فرصه صغيره من نافذة ضيقه
    Dinleyin, sabah erkenden bir toplantım var. Gitsem iyi olacak. Open Subtitles لدي إجتماع مبكّر في الصباح لذا يجب أن أذهب.
    Müfettişlere tüm ayrıntıları bu sabah yollamıştım bu yüzden ödemeler geçersiz. Open Subtitles أرسلت كل التفاصيل إلى المسؤولين هذا الصباح لذا , السندات عديمة القيمة
    Tins ise bu sabah firar etti, yani şuan ikisi de dışarda bir yerde... Open Subtitles تينز هرب هذا الصباح , لذا هما الاثنان طليقان هنا
    Bu sabah, babam şehirde gezerken ona eşlik etmem gerekiyor bu yüzden beni idare etmeni istiyorum. Open Subtitles من المفترض أن أكون في دورية مع الحرس و أبي هذا الصباح, لذا أريدك أن تغطي على غيابي.
    Sen sabah nöbetini aldığına göre öğlen nöbeti de benim olsun. Open Subtitles قد تولّيتَ نوبة الصباح لذا سأراقبهم مساء اليوم
    Her kim ise, sabah katili yakalamış olacağım. Sen de ona göre davran. Open Subtitles حسناً، مهماً كان القاتل فسأنال منه بحلول الصباح لذا يجدر بك التصرّف وفقاً لذلك
    Bu sabah oğlumu gömdüm, oyun oynayacak halde değilim. Open Subtitles لقد دفنت ابني هذا الصباح لذا انا لست فى مزاج مناسب لهذه للالاعيب
    Kız kardeşim. (Kita) Oh? Ve sabah planladığı dalışı var, bu yüzden otele erken gitti. Open Subtitles إنها أختي, وحططت للذهاب للغوص في الصباح, لذا عادت إلى الفندق باكراً
    Bu sabah yumurtalarımı bitirdim. O yüzden de spor çorabımı yedim. Open Subtitles لقد ركضت كثيراً في هذا الصباح لذا أكلت جواربي للتدريب
    sabah erkenden yola çıkacağız gidin ve dinlenin. Open Subtitles سيتعين علينا أن نغادر في الصباح لذا اخرجوا لترتاحوا
    Çağrı cihazı bu sabah çaldı ben de yayına başladım. Open Subtitles البيجر الذي أنطفأ هذا الصباح لذا قمتُ أستخدم اللاسلكي
    Daha bu sabah geldiği için henüz kaydı tam değil sanırım. Open Subtitles لانه دخل المشفى هذا الصباح لذا اعتقد انه لم يضاف رسميا الى السجلات بعد
    Yarın öğlene kadar evden çıkmam gerekiyordu ama nakliyeciler sabah gelmeyecek bu yüzden tüm gece uyumayıp eşyalarımı yeni evime taşımalıyım. Open Subtitles يفترض أن آخرج من الشقة في ظهيرة الغد، ولكن شركة النقل ألغت الأمر وجعلته في الصباح.. لذا الآن سأكون مستيقظة طوال الليل،
    sabah ilk gelen bendim, yani şaka geçen akşam konulmuş olmalı. Open Subtitles كنت أول من أتى هذا الصباح لذا هذه المزحة تم تحضيرها في وقت ما ليلة البارحة
    sabah giderken seni hiç görmediğim için kaçta gidiyor bu acaba diye merak ettim. Open Subtitles .انا لم اشاهدك ابدا تغادرى فى الصباح لذا كنت اتسائل متى تذهبى
    sabah bir müşteri ile buluşmalıyım, çok uzun süre kalamam. Open Subtitles يجب أن اقابل عميلاً في الصباح لذا لا يجب أن أبقى طويلاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus