Asteroids'ta bir çocuğu yendim şimdi parasına oynamak istiyor. | Open Subtitles | لقد تهزمت ذلك الصبيّ في اللعبة و الآن يريد اللعب بالنقود |
Burada bir Confessor var. Ona cevap verene kadar... - ...çocuğu hiçbir yere götürmüyorsun. | Open Subtitles | يوجد مؤمنةً هنا لن تأخذ الصبيّ إلى أي مكان حتى تجيبها |
Sen şu kamerayı çekmediğin için çocuğun ölecek olması seni rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | هل يزعجك أن هذا الصبيّ سيموت لأنك لا تريدين أن تطفئي هذه الكاميرا |
Yaklaşık 15 dakika sonra çocuğun güvenebileceği tek kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | في حوالي خمس عشرةَ دقيقة ستكونينَ الوحيدةَ التي يثق بها الصبيّ |
Evet, ama özür dilemeyi reddediyorlar ve o Çocuk bir ocak bile almış. | Open Subtitles | نعم ، لكنهما رفضا الإعتذر و ذاك الصبيّ قد شرى موقداً فقط ليغيظني |
Çocuk güvende olacaktı ve cinayet hakkında söylediklerini kimse dinlemeyecekti. | Open Subtitles | الصبيّ سيكون آمناً، وأيّ كلام عن جريمة القتل سيتمّ تجاهله. |
Dün burada çocukla birlikte gördüğümüz yaşlı adam. | Open Subtitles | ذلك العجوز الّذي رأيناه البارحة برفقة الصبيّ |
Tamam. Adam, çocuğu bu kadar sinirlendirecek... -...kötü bir şey yapmıştır kesin. | Open Subtitles | لا بدّ أن الرجل فعل ما يستحقّ غضب الصبيّ |
Yarın çalışmaya gelirsin ya da gelmezsin; ama çocuğu getiremezsin. | Open Subtitles | الآن، تستطيع القدوم للعمل غداً أو لا. لكنّك لا تستطيع جلب الصبيّ. |
Biri bu çocuğu boğazlamış kasatura, belki de mutfak bıçağı, hatta satır... | Open Subtitles | شخص ما خنق هذا الصبيّ سكين بندقية، أو ربما سكين مطبخ، أو ربما ساطور لا أعلم |
Bak, bu çocuğu sokakta buldum. Onu oyundaki en baba mikser yapıyorum ve o da gidip Caden'la mı kaçıyor? | Open Subtitles | أنظري، لقد وجدت ذلك الصبيّ ملقى في الشّارع و جعلت منه أفضل موسيقار في اللعبة |
Eğer bunu kabul edersem çocuğu bana karşı koymadan teslim edeceksiniz, öyle mi? | Open Subtitles | إن وافقت على هذا، تسلّمونني الصبيّ دون مقاومة؟ |
çocuğun babası yok. Sanırım yanlızca bağlanacağı birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | الصبيّ لا يملك أباً، لذا لربّما يحتاج شخصاً للتواصل معه. |
Ona, çocuğun bana mahkeme tarafından verildiğini söyleyemedim. | Open Subtitles | لم أخبرها أن المحكمة كلفتني بالإبقاء على الصبيّ معي، ورعايته |
çocuğun tam adam vurulmadan önce ne yaptığına bakın. | Open Subtitles | أنظر إلى ما يفعله الصبيّ هنا, تماماً قبل الطلقة القاتلة. شغّل. |
Bu çocuğun, zihinleri okuduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | ما تفترضه هو أن الصبيّ يمكنه قراءة الأفكار. |
Şu Çocuk, Jeffery Spender, Özel Ajan Spender davaya atanmıştı. | Open Subtitles | هذا الصبيّ "جيفري سبيندر".. العميل الخاص "سبيندر".. لقد مُنح القضيّة. |
Çocuk doğru anda geri çekilmeseydi boynunun arkasından mermiye hedef kendisi olacaktı, Rus değil. | Open Subtitles | إذا لم يتراجع الصبيّ للوراء بهذه اللحظة الدقيقة, لكانت ستصيبه الرصاصة وراء عنقه, وليس بالروسيّ. |
Bu olayda Çocuk, anahtar, ve katil nedenini biliyor. | Open Subtitles | الآن, الصبيّ هو المفتاح لهذا, والقاتل يعرف لماذا. |
Ama çocukla konuşmaktan çekinmeyin. Eğer isterseniz, onu hayvanat bahçesine götürün. | Open Subtitles | كوني أكثر تحرّراً عندما تتحدّثين مع الصبيّ خذيه إلى حديقة الحيوانات إن أردت ذلك |
O çocuğa bir daha yaklaşırsan seni şişteki domuz gibi kızartırım. | Open Subtitles | إن أريت وجهك لذلك الصبيّ ثانية سأشويك كالخنزير على سيخ |
30 yıl sonra, bu oğlan adam olup, onu ameliyat etmem için beni kafese tıkacak. | Open Subtitles | بعد 30 عاماً، سيصبح هذا الصبيّ الرجل الذي يحبسني في قفص لأنّه بحاجة لعمليّة جراحيّة |
Yoksa bu ufaklığın kafatasını kendim ezerim. | Open Subtitles | قطِّع، وإلّا محقت جمجمة الصبيّ بنفسي. |