"الصحافةِ" - Traduction Arabe en Turc

• gazetecilik
• basın
• basına
• basınla
• basının
• basından
• Gazeteciliğe
• Gazeteciliğin

Bir haber fotoğrafçılığı dersi var, sadece gazetecilik öğrencileri içinmiş.
حَسناً، يَرى، هناك هذا، um، صنف صحافة تصويريةِ، لَكنَّهم قالوا بأنّه وحيدُ لبالغي الصحافةِ.

Neo Tokyo Televizyonu, bu gece basın özgürlüğüne güvenerek savaşın kinini gösterecek.
اسم حريةِ الصحافةِ! بالرغم مِنْ الحكم العرفي في... اسم حريةِ الصحافةِ!

basına gidip bütün söylediklerimizi geri almak zorunda kalacağım.
سَيكونُ عِنْدي للذِهاب خارج إلى الصحافةِ

- basınla yüzleşmeyi geciktirmeniz uzun vadede sağlınız hakkında spekülasyonlara sebep oldu.
تأخركَ في مُوَاجَهَة الصحافةِ رَفعَ تخميناً حول صحتك على المدى الطويل

Beni basının önünde şaşırttın.
أنت كُنْتَ تَصْرفُ إنتباهني أمام الصحافةِ.

Hayır, basından kaçmak için her zaman bu kapıyı kullanır. Burada olacaktır.
لا، يَستعملُ دائماً هذا البابِ لتَفادي الصحافةِ.

Pearl 38 yaşında. Gazeteciliğe başlamadan önce Stanford'dan mezun oldu.
اللؤلؤة 38 وتُتخرّجُ مِنْ ستانفورد قبل بِداية المهنة في الصحافةِ.

İyi Gazeteciliğin temelinde bu yatmaz mı?
أليس هذا أساسُ الصحافةِ الجيّدة؟

KuzeyBatı'dan gazetecilik mastırı.
السيد في الصحافةِ مِنْ شمالي غربيِ.

- Romantik bir gazetecilik anlayışı.
- ذلك فكرة رومانسية مِنْ الصحافةِ.

- Bayanlar baylar, basın mensupları
السيدات والسادة أعضاء الصحافةِ -

Onu basın mensuplarından uzak tut.
فقط ابعديها عن الصحافةِ.

Bu yüzden yabancı basına ihtiyacım var.
لهذا السبب أحتاجُ الى الصحافةِ الأجنبية.

Şampiyon basına kariyerinde hiç bu kadar formda olmadığını söyledi.
البطل أعلم الصحافةِ والراديو... ... بأنّهفي أفضلحالاته.

- Mike, git basınla konuş.
- مايك، اذهب للكلامَ إلى الصحافةِ.

- Evet Mike, git basınla konuş.
- نعم، مايك، اذهب للكلامَ إلى الصحافةِ.

Tabii, basının da böyle yaklaşacağına eminim.
ستتكلمون بها مع الصحافةِ

basından sıcağı sıcağına haberleri aldım.
حَصلتُ الان على الاخبار مثير مِنْ الصحافةِ

Öncelikle konuyu basından uzak tutmamız lazım.
أول شيء ل أبعدْه عن الصحافةِ.

Gazeteciliğe geri dön.
عُدِ إلى الصحافةِ.

Gazeteciliğin ilk kuralıdır bu.
ذلك مثل الصحافةِ 101.