Aslında sadece tek bir rehine vardı. Ama sonra gazeteciler de rehine oluverdiler. | Open Subtitles | كان هنالك في الاصل رهينة واحدة فقط، ومن ثمّ أصبح كل الصحفيون رهائناً |
gazeteciler, sokakta toplanıp "kalkan" kanunlarının iyileştirilmesi için gösteri yapıyorlar. | TED | ويتظاهر الصحفيون في الشارع لتحسين قوانين الحماية. |
Çoğunuzun düşündüğünün aksine, gazeteciler her zaman değer yargılarıyla karşı karşıya kalıyor; etik ve ahlâki değer yargıları. | TED | على عكس ما يعتقده الكثير من الناس، الصحفيون دائماً يصدرون الأحكام، أحكاماً أخلاقيّة ومعنويّة. |
dedi. Muhabirler, ormanda yürüyen yaşlı büyükanneyi yakaladılar. | TED | وذهب الصحفيون وراء الجدة التي ذهبت للمشي داخل الغابات. |
Basın çöp ile karıştırmak olduğunu, telefon açık çalıyor, o poz endişelenmektedir. | Open Subtitles | الصحفيون يدخلون بالقمامة الهاتف لا يتوقف عن الرنين إنهاقلقةمن أن ينفضحأمرنا،حقيقة حتىأنا. |
Tarafsızlık, pek çok kez biz gazetecilerin, asıl sorumluluklarımızı saklamak için kullandığımız bir bahanedir. | TED | الحياد هو عذر نستخدمه نحن الصحفيون للاختباء من مسؤوليتنا الحقيقية. |
Ve benim elimde Roslin'i görmek isteyen bir gemi dolusu politikacı ve gazeteci var. | Open Subtitles | لدى حشد من الصحفيون والسياسيون يطالبون برؤية الرئيسة |
Dışarıdaki haberciler Oprah bitirmeden bizden haber almak istiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء المراسلون الصحفيون يريدون أن يسمعوا منا قبل أن تتناولنا أوبرا في برنامجها |
gazeteciler gücün olduğu yerin diğer tarafında olmalılar. | TED | أساساً، نحن الصحفيون يجب أن نكون معارضين ضد من في السلطة. |
Mösyö Opalsen, bu akşam tiyatroda beni bekleyen gazeteciler vardı. | Open Subtitles | سيد " أوبالسن" في المسرح كان هناك بعض الصحفيون بإنتظاري |
gazeteciler, tarihi yaratan ebelerdir. | Open Subtitles | أتعرفي الصحفيون كانوا سبباً في ولادة التاريخ |
gazeteciler gelene dek burada kalacağını söyle. Arabasını park etsin | Open Subtitles | احتجزه حتى يعودون الصحفيون اطلب منه ايقاف سيارته |
gazeteciler eskiden savaş nedenlerini sorgular ve gücünü kötüye kullananları ifşa ederdi. | Open Subtitles | اعتاد الصحفيون التشكيك بأسباب الحرب، وفضح سوء استغلال السلطة |
Sen ve Danny'nin burada çalışan gazeteciler olduğunuz üzerinde dur. | Open Subtitles | أَكّدْ الحقيقة بأنّك وداني هَلْ كلا الصحفيون يَعْملونَ هنا؟ |
Bahçenizde Muhabirler olması nasıl bir histi? | Open Subtitles | كيف كان منظر الصحفيون والمصورون في فناء منزلكم؟ |
Muhabirler ayrıntı olmadığında böyle yapar. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الصحفيون عندما لا يعرفون على التفاصيل |
Muhabirler kaynaklarını afişe etmezler. Ölü ya da diri olsun. | Open Subtitles | الصحفيون لا يكشفون عن مصادرهم، موتى أو أحياء. |
Sayın Basın mensupları, lütfen yerlerinizi alın. | Open Subtitles | السيدات و الساده الصحفيون ارجو ان تتخذوا مقاعدكم الان |
Bay ve bayan Basın mensupları Başkan kısa bir açıklama yapacak. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي الصحفيون الرئيس سيقوم بإلقاء بيانٍ موجز |
İspanyolca'da gazetecilerin sahip olması gereken tutumu tarif eden çok güzel bir kelime var. | TED | اللغة الإسبانية لديها كلمة عظيمة لوصف الموقف الذي يجب أن يتخذه الصحفيون. |
Drama, okuyucu sayısı veya kendi görüşlerini yaymak için gazetecilerin sık sık görüş ayrılıkları olur. | TED | كثيرًا ما تسبب الصحفيون في تفاقم الانقسامات تحت مسمى الدراما أو أراء القراء أو لخدمة آرائنا الخاصة. |
Tabelamı okuyamayan bu kadar çok gazeteci olması beni hayrete düşürüyor. | Open Subtitles | انا مندهش منكم ايها الصحفيون الذين لا يقرؤون اللافتة |
haberciler bir şey sorduğunda kolayca cevap vermeyecek gibisin. | Open Subtitles | تبدو بأنك لن تُجيب بسهولة حتى لو سأل الصحفيون أية شيء. |
Yarın, gazeteler sokaklara dağıldığında gişemizin önünde çok uzun kuyruklar olacak. | Open Subtitles | .... غداً , عندما الصحفيون يجوبون الشوارع .... |
Fotoğrafçılar gitti, ortakların gitti, Delatrex olayı bitti. | Open Subtitles | الصحفيون قد رحلوا, شركائك قد رحلوا و (ديلاتركس)لقد أنتهى الأن |