Ayrıca, takımımın çok zeki bir üyesi bana bunun yapılacak doğru şey olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | بالاضافة , الى ان عضو ذكي في فريقي اشار الي بأن هذا هو الشيء الصحيح لفعله |
yapılacak doğru şeymiş gibi gözüküyordu. Sarhoştum, biliyorsun. | Open Subtitles | كان يبدو لى الشئ الصحيح لفعله , لقد كنت ثمل كما تعلم |
yapılacak doğru şeymiş gibi gözüküyordu. Sarhoştum, biliyorsun. | Open Subtitles | كان يبدو لى الشئ الصحيح لفعله , لقد كنت ثمل كما تعلم |
İmzaladım çünkü Yapılması gereken doğru olan şey buydu. | Open Subtitles | تطوعت لأنه كان الأمر الصحيح لفعله |
- yapılacak doğru şey buydu. - Seni yalancı pislik. | Open Subtitles | لقد كان الشئ الصحيح لفعله - ايها الكاذب الحقير - |
Geldim çünkü bu yapılacak doğru şeydi. | Open Subtitles | لقد أتيت لأنه الشيء الصحيح لفعله |
yapılacak doğru şeymiş gibi gelmedi bana. | Open Subtitles | ولكنه لم يبدو الشيء الصحيح لفعله |
Ama bunun yapılacak doğru şey olduğu anlamına gelmez. Düşündüğüm gibi zayıfsın Annis. | Open Subtitles | لكن هذا لايعني انهُ الشئ الصحيح لفعله انتِ ضعيفة "آنيس" مثلما ظننتكِ |
- Evet. Ama yapılacak doğru şey bu. Haklısın. | Open Subtitles | أجل، ولكنّه الأمر الصحيح لفعله |
Orada ne bulacağımı bilmiyorum ama bu yapılacak doğru şey. | Open Subtitles | "لا أعرف مالذي سألقاه هناك ولكنّه الأمر الصحيح لفعله" |
Hâlâ yapılacak doğru şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا زلت اظن ان هذا هو الشيء الصحيح لفعله |
- Biliyorum, o an yapılacak doğru şey gibi geldi. | Open Subtitles | أعلم, شعرت بأنه الشيء الصحيح لفعله |
İmza attım çünkü yapılacak doğru şey buydu. | Open Subtitles | تطوعت لأنه كان الأمر الصحيح لفعله |
Bana göre demokratik oy yapılacak doğru şey, Philadelphia. | Open Subtitles | "الديمقراطية التصويت لي الشيئ الصحيح لفعله فيلادلفيا... |
yapılacak doğru şey buydu. | Open Subtitles | لقد كان الشئ الصحيح لفعله |
yapılacak doğru şeyi söyle. | Open Subtitles | فقط أخبرنى الشىء الصحيح لفعله |
İmzaladım çünkü Yapılması gereken doğru olan şey buydu. | Open Subtitles | وقعت لأنه كان الامر الصحيح لفعله |
Yapılması gereken doğru şey bu. | Open Subtitles | هو الشيء الصحيح لفعله |
bazen, birini kanının akmasına izin vermek, en Doğrusu olabilir. | Open Subtitles | في بعض الاحيان الشيء الصحيح لفعله هو ترك الرجل ينزف لفتره |
Eminim birçok kişi burada neyi yapmanın doğru olduğunu söylüyordur. | Open Subtitles | انظري، أنا واثق أن هناك الكثير يخبرونك الشيء الصحيح لفعله هنا |
Bu ateşkes Yapılacak en doğru şey. | Open Subtitles | هذا هوَ الشئ الصحيح لفعله |