İnsanın bu yüksek, kayalık uçurumlarda görmeyi beklemeyeceği bir hayvan. | Open Subtitles | يبدو إنه مخلوقاً شاذاً لوجوده علي هذه المنحدرات الصخرية العالية. |
kayalık bölgede çok az ürün yetişebiliyor ve denizden korunabilmek bile mücadele gerektiriyor. | Open Subtitles | محاصيل قليلة تنمو في تلك الارض الصخرية. وحتى النجاة من البحر هو كفاح. |
Edindiğim tüm belirtilerden onun batıdaki yüksek kayalık tepelerin diğer tarafında olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | كل المؤشرات تشير إلى أنه يجب أن يكون على الجانب الآخر من القمة الصخرية ناحية الغرب |
Onun, bu taş örnekleri yüzünden heyecanlandığını düşünmek kalbimi kırıyor. | Open Subtitles | يُحطّم فؤادي التفكير به مأخوذاً بالحماس بشأن تلك العينات الصخرية. |
bu onun bir temsili. Sokoto'da bulduğun mağara taş yapılar vardı. | TED | هذا شكل للكهوف الصخرية والتي وجدتها في موقع في سوكوتو |
Standart doğu saatinde mi yoksa Rocky Mountain saatinde mi? | Open Subtitles | حسب التوقيت الشرقى القياسى أو توقيت الجبال الصخرية |
Teosintenin Kaya gibi tohumları neredeyse hiç yenilebilir değildi ancak lifli kabuğu çok yönlü bir malzemeye dönüştürülebilirdi. | TED | كانت بذور تيوسنتي الصخرية الصلبة بالكاد صالحة للأكل، لكن قشرته الليفية يمكن أن تتحول إلى مادة متعددة الاستخدامات. |
Bu arada bizde Bangıl Bangıls denen o korkunç yerde Koala-Kid'e güzel fotoğraflar çekeriz. | Open Subtitles | و سنأخذ صورا رائع للفتى في تلك الجبال الصخرية الرهيبة |
Bu kayalık dünyaların çok ötesinde uzak devler var. | Open Subtitles | أبعد بكثير من هذه العوالم الصخرية تجئ الأحـجــام العـمـــلاقة |
Bizi sisle kaplı kayalık bölgeye mi götürüyorsun? | Open Subtitles | هل ستأخذنا إلى المنطقة الضبابية الصخرية ؟ |
Geri dönen suların etkisi kayalık bir kıyıda tamamen farklı olabilir. | Open Subtitles | انحسار المد العائد له أثر مختلف على الشواطئ الصخرية. |
Ve Kool'ün insanlarının seçenekleri vardı, büyük gemiye binecekler veya kayalık tepelerden geçen yüksek yola gireceklerdi? | Open Subtitles | لركوب مركبة عملاقة أو أخذ الطريق العالى عبر التلال الصخرية |
Böyle kayalık bir arazi için en uygun hareket şekli budur. | Open Subtitles | الطريق مثالي للتقدم في التضاريس الصخرية. |
Daha yakınlarda, daha yoğun ve kayalık gezegenler var. | Open Subtitles | في الداخل توجد الكواكب الصخرية الأكثر كثافة |
Bu açıdan vurun ve tepesinden kayalık malzemeyi kopartın. | Open Subtitles | فتَفجّر نازعًا كل هذه المواد الصخرية من القمة |
-Esir mi? Bu değersiz taş yığınının esirleriyiz zaten. | Open Subtitles | نحن بالفعل أسرى هنا على هذه الكتلة الصخرية العقيمة. |
Çölden kocaman gözüken taş kreasyonları insanlığın büyük adımının yeni vasiyetleridir, avcı ve toplayıcılardan görkemli yapıların üreticilerine büyük rüyaların rüyaperestlerine. | Open Subtitles | المنحوتات الصخرية التى لاتزال شامخة في الصحراء اعطتنا شهادة جديدة على الإنجازات العظيمة للإنسانية |
Sonrasında, eski kazı mozlozlarını temizlemeyi ve doğruca taş tabana ulaşmayı öneriyorum. | Open Subtitles | إذاً ، أقترح . . بأن نزيل الحطام القديم حتى نصل للأرض الصخرية و حينها فقط يمكن أن نبدأ بالتنقيب بشكل صحيح |
"Dogville kasabası Amerika Birleşik Devletlerindeki Rocky Dağlarındadır. | Open Subtitles | دوجفيل بلدة تقع على سفح التلال الصخرية في الولايات المتحدة الأمريكية |
Suyun kenarında Kaya çatlaklarında tehlikeden kaçmak daha kolaydı. | Open Subtitles | هناك بالأسفل ,عند حافة المياه كان من السهل الهروب من الأخطار.. في الشقوق الصخرية |
Albino Koala bir kurtarma ekibiyle birlikte Bangıl Bangıls'dan geçiyor. | Open Subtitles | دب الـ " كوالا " الأمهق يقود فرقة إنقاذ من خلال الجبال الصخرية |
Bu Taşlı kıyılar yumurtlamak için pek güvenli yerler değillerdir. | Open Subtitles | فهذه الشواطئ الصخرية ليست بالمكان الآمن لوضع بيضها.. |
Sıcak su kaynakları ve gayzerler taşlık ve kurak zemninden kaynayarak patladılar. | Open Subtitles | الينابيع الساخنة و السخانات التي تغلي عبر المناظر الطبيعية الصخرية و القاحلة. |
Düz, esnek bir kabuğa sahip olan bu hayvan, kayalardaki yarıklara saklanabilir. | Open Subtitles | واحد من الاستثناءات الافريقية هي هذه السلحفاة والتي تملك درع مرن ومسطح، يسمح لها بالاختباء في الاخاديد الصخرية |