Bu şeylerin genişlikleri hakkında bakış açısı sağlamak gerçekten çok zor. Ancak şöyle düşünebilirsiniz; | TED | إنه من الصعب حقاً توفير منظور حول كبرهذه الأشياء، لكن يمكنكم التفكير فيها هكذا. |
O takma ismi övücü bir şekilde söylemek çok zor olsa gerek. | Open Subtitles | من الصعب حقاً عمل مجاملة باستعمال ذلك اللقب أنا أمازحك يا "خرقاء |
Ve şimdi bizimle... bunu sevgi dolu, içten ve gerçek bir şeye bağlamak... benim için çok zor. | Open Subtitles | والآن، مع الولايات المتحدة، من الصعب حقاً على لي للاتصال التي بشيء ما لهذا المحبة وحميمة وحقيقية. |
Karaciğer çok güzel bir şekilde yeniden oluşur ancak diğer dokuları düşündüğümüzde örneğin kıkırdak dokuyu ele alırsak en basit bir çentiğin bile kıkırdakta çok zor yeniden oluştuğunu görürsünüz. | TED | وسيتم تجديد الكبد بهذه الطريقة الجميلة جداً، ولكن في الواقع إذا كنا نفكر في أنسجة أخرى، كالغضاريف، على سبيل المثال، فإنه حتى مع أبسط الشقوق فإنكم ستجدون أنه من الصعب حقاً تجديد الغضاريف الخاصة بك. |
Ve kendimizi orada görememek gerçekten çok zor. | TED | ومن الصعب حقاً أن لا نرى أنفسنا هناك. |
O fotoğrafları oradan sildirmek çok zor bir süreç olacaktır, | TED | وسيكون من الصعب حقاً حذف هذه الصور. |
Orada yaşamak çok zor olacak. | Open Subtitles | وسيكون من الصعب حقاً العيش هناك |
Bunu nasıl bilebildiğimizi açıklamak çok zor, fakat bize inanmalısınız. Matt olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | من الصعب حقاً أن نفسر كيف نعرف هذا لكن سيتوجبعليكالثقةبنا فقط نعرفانه" مات " |
Söylemesi çok zor fakat bu işi yapmamın asıl nedeninin bu olduğunu kendime itiraf etmem 25 yılımı aldı. Babamın iyileşmesi için sağlık hizmetine ihtiyacı vardı, fakat sağlıklı olması için, ailemin başka bir şeye ihtiyacı vardı, o da yeterli bir gelirimiz olmasıydı. Bunu bilerek, ki çoğu benden daha iyi biliyordu, temel ihtiyaçlarımızın elimizden kayıp gideceğini gördüğümüz anki o panik. | TED | من الصعب حقاً القول، لأنه إستغرق مني ٢٥عاما لأكون صادقة مع نفسي بأن لهذا السبب أقوم بهذا العمل. وكان والدي يحتاج الرعاية الصحية للتعافي، ولكن لنبدو بصحة تحتاج عائلتي إلى شيء آخر إحتجنا إلى دخل عالي؛ وكما يعلم الكثير، بأنن الذعر هو عندما تفقد أساسيات العيش. |
çok zor oldu. | Open Subtitles | كان من الصعب حقاً اكتشاف هذا |
Günde arayan veya girip çıkan 100'ün üzerinde insan var ayrıca insanlar biz şeyiz diye kira vermek istemeyince çok zor... | Open Subtitles | لدينا أكثر من 100 شخص يتصلون أو يسيرون دخولاً ثم خروجاً كل يوم. إضافة إلى أنه من الصعب حقاً أن الناس لا يريدون أن يؤجّرونا -لأننا .. |
John, kefilin olmak çok zor. | Open Subtitles | (جون)، من الصعب حقاً أن أكون مُساندك لا تفعلي هذا بي |