Sana bir zımpara getirebilirim ve üstünü eşeleyip kömürle karartabiliriz. | Open Subtitles | أستطيع أن آتي بورق الصنفرة وأخربشه لك أو ألوثه لك بفحمك |
Yani siz ergenken o kadar sık mastürbasyon yapıyordunuz ki aileniz size zımpara eldiven giydiriyordu. | Open Subtitles | اذاً كمُراهق قمت بالأستنماء بشكل مُزمن لدرجة ان والديك جعلوك ترتدى قفازات الصنفرة ؟ |
zımpara kadar yatıştırıcı bir adam. | Open Subtitles | بطريقته الخاصة يطلق النار مثل الصنفرة هذا الرجل |
zımpara kâğıdı kullanarak malzemenin kenarlarını zımparalıyorum. Böylece sadece resimler tabiat izlenimi uyandırmakla kalmıyor, malzemenin kendisi de tabiat izlenimi uyandırıyor. | TED | وبالنسبة للمادة نفسها، أستخدم ورق الصنفرة وبصنفرة الحواف وهكذا لا تتخذ الصور وحدها شكل المنظر الطبيعي ولكن المادة في حد ذاتها تمثل وجود منظر طبيعي أيضاً. |
Babamın zımpara makinasını gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتِ جهاز الصنفرة الخاص بأبي؟ |
- Huh? El işçiliği muhabbeti çok sıkıntılı, sanki zımpara çekiyor benimkine. | Open Subtitles | اليد صعبة جداً, إنها مثل الصنفرة |
Tanrım, ellerin zımpara gibi. | Open Subtitles | يا إلهي ، بيديك الشبيهتين بورق الصنفرة |
[zımpara sesleri] | Open Subtitles | [الصنفرة] |