| kozalaklı ağaçların yerine, geniş yapraklı ağaçlar orman habitatını doldurmuş durumda. | Open Subtitles | وبدلا من الصنوبريات ملئت الغابات الأشجار ذات الأوراق العريضة |
| Burada uzayan yazlar, kozalaklı ağaçların yerini geniş yapraklı ağaçlara bırakmasını sağlar. | Open Subtitles | فصول الصيف هنا طويلة بما يكفي لكي تستبدل الأشجار الصنوبريات. |
| Av azdır, çünkü çok az hayvan kozalaklı ağaçların iğne yapraklarını yiyebilir. | Open Subtitles | المخلوقات نادرة لأن الحيوانات التي تَأْكلَ اوراق الصنوبريات قليلة جداً. |
| Ama demek istiyorum ki, Norveç ladini oldukça hızlı büyüyen bir iğne yapraklıdır ve yukarıya doğru gitmem için beni kandırmaya çalıştığını biliyorum ama her halükarda gidiyorum, bu yüzden... | Open Subtitles | -حسناً . ولكن ما أعنيه أن شجرة الصنوبر النرويجية من الصنوبريات سريعة النمو، واعلم جيداً أنك تحاول اقناعي بالصعود لأعلى، |
| Ama demek istiyorum ki, Norveç ladini oldukça hızlı büyüyen bir iğne yapraklıdır ve yukarıya doğru gitmem için beni kandırmaya çalıştığını biliyorum ama her halükarda gidiyorum, bu yüzden... | Open Subtitles | ولكن ما أعنيه أن شجرة الصنوبر النرويجية من الصنوبريات سريعة النمو، واعلم جيداً أنك تحاول اقناعي بالصعود لأعلى، -ولكنني سأصعد على أية حال، لذا ... |
| Bu tip ağaçların ataları, kozalaklı bitkiler, daha fazla uzunluğa sahiplerdi. | Open Subtitles | أسلاف هذا النوع من الشجر، و الصنوبريات ، أصبحت هي الأطول على الإطلاق. |
| Bu kozalaklı ağaçlar, yakılan ağacı yırtıcı hayvanlar tarafından görünmesini engelleyecek. | Open Subtitles | هذه الصنوبريات قد وفرت الغطاء حتى أن النار لن يتم رؤيتها من قبل الحيوانات المفترسة |
| Başlarda kozalaklı ağaçlar tektükdür. | Open Subtitles | في البداية تكون الصنوبريات متناثرة |