Maktulün üniversitedeki işini araştırdım. | Open Subtitles | ألقيتُ نظرة على عمل الضحية في الكلية العامة. |
Maktulün şoka girip, kan kaybından ölmesine sebep olur. | Open Subtitles | مسبباً دخول الضحية في صدمة غير قابلة للبُرء خلال دقائق بينما نزف حتى الموت. |
Mantar gelişimine göre maktul yaklaşık bir aydır ağaçtaymış. | Open Subtitles | استنادا إلى مستوى نمو الفطريات، لقد كان الضحية في شجرة لمدة شهر تقريبا. |
Burada mağdur olan benim ama buna rağmen o yine de piç babası lehine ifade verdi. | Open Subtitles | أنا الضحية في هذه الحالة, وعلى الرغم من ذلك فإنه أدلى بشهادته لصالح إبن الزنا لوالده. |
Adli tabip katilin kurbanı öldürmeden önce onu yaralamış olabileceğini söylemiş. | Open Subtitles | قال المحقق في أسباب الوفيات أنه ربما جرح الضحية في البداية |
kurbanın, içi yağmur suyu ile dolu hazneye düşmesi sadece bir an meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت فقط قبل أن تنزلق الضحية.. في وعاء مياه الأمطار.. |
Bu şempanze, kilitli odada kurbanla beraber yalnızdı. | Open Subtitles | هذا الشامبنزي كان مع الضحية في غرفه مغلقة |
Demek istediğim, tamam, bu olayda kurban olabilir... fakat onun zihinsel durumu tehlike arz ediyor. | Open Subtitles | أقصد قال أنه الضحية في هذا لكن ممتلكاته في الدولة تعرضت للشبهه ولا يستطيع التحكم في قدرته |
Ortancaların, Maktulün kanını emiş hızını tahmin etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا تحاول استقراء معدل امتصاص من دم الضحية في الادغال الكوبية. |
Kısmî epifizeal erime, Maktulün genç yaşlarda olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | "الدمج المشاشي الجزئي" يُشير بأن الضحية في سن المُراهقة |
Maktulün cesedi kendi arabasında. | Open Subtitles | جثة الضحية في صندوق سيارته الخاصة |
Maktulün yardımcı sunucusu, Alan Spaziano. | Open Subtitles | إنّه مساعد الضحية في تقديم البرنامج، (آلان سبازيانو). |
Maktulün kardeşi, Merryvale Prodüksiyon'da çalışıyor TV dizileri yapıyorlar. | Open Subtitles | إذاً، يعمل شقيق الضحية في (ماريفال) للإنتاجات... عملهم إنتاج برامج تلفزيونية. |
maktul 20'li yaşlarında ama ilyak kanadı çok zayıf. | Open Subtitles | الضحية في أواخر العقد الثالث من العمر، لكن العرف الحرقفي رقيق بشكل غير طبيعي. |
Şu an üzerinde çalıştığım cinayet davasındaki maktul. | Open Subtitles | . الضحية في قضية الني أعمل عليها الان |
maktul şehrin dört bir yanına gitmiş. | Open Subtitles | سار الضحية في كافة أنحاء المدينة |
Tüm bunda Oliver Epps'in mağdur olma şansı var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن أوليفر إبس هو الضحية في كل هذا، أيضا؟ |
kurbanı cinayet saatinden önce görmüş olabilecek herkesi bulmanızı istiyorum. | Open Subtitles | وأن تجدوا أي أحدٍ قد يكون رأى الضحية في الساعات التي تسبق وفاته، حسناً؟ |
kurbanın elinde ne tuttuğunu daha incelemedim ancak selisoz gibi görünüyor. | Open Subtitles | لم أقم يتحليل ما كانت تحمله الضحية في يدها أياً كان و لكنه يبدو كمادة السيلولوز |
Bana gelip bu defterde bir çok üst seviyedeki politikacı kadına ait isimlerin olduğunu ve bunların kurbanla ilişkisi olduğunu, sonra katilin de muhtemelen içlerinden biri olduğunu söyledin. | Open Subtitles | اللآتي كنّ على علاقة حميميّة مع الضحية في قضيتك وأنّ القاتلة كانت على الأرجح أحد أؤلئك النسوة. |
Bu olayda kurban benim! | Open Subtitles | -أنا الضحية في كل هذا |