O Zayıf kolun okçuluk gibi seçmeli aktivitelerden uzak durmanı sağladı mı? | Open Subtitles | هل تلك الذراع الضعيفه ابقتك بعيده عن بعض النشاطات الاختياريه مثل الرمايه؟ |
Karşımıza yine, terörizmin doğabileceği Zayıf bir merkezi yönetim çıkıyor. | TED | مره اخرى, الكثير من الحكومات الضعيفه التي تشكل ارضيه خصبه للنشاط الارهابي. |
Böyle bir kudret ile beslenememeleri için bu Zayıf halkaları tek tek tespit etmen lazım. | Open Subtitles | ابحث عن هذه المخلوقات الضعيفه فالمرء لا يعتقد بانهم يملكون مثل هذا القدر من القوه |
Tam anlamıyla huzurevi öksürüğünüz, ve şu Zayıf bacaklarınız, her biri 10 pound değerinde. | Open Subtitles | لقد ا قمت بالسعال كما لو كنت احد نزلاء بيوت البر. و تلك الارجل الضعيفه تساويان عشره جنيهات. |
Aşağımızda, şu anda koloninin Zayıf olanları temizleniyor. | Open Subtitles | طرحنا ارضا جميعا العناصر الضعيفه للمستعمره قد تم غرقهم بعيضا |
...en Zayıf halkası kadar güçlüdür... Bu mantıklı birşey , fakat... | Open Subtitles | الرابطه القويه فيها مثل الضعيفه ذلك يبدو معقولا، لكن |
Bir şirket sadece en Zayıf halkası kadar güçlüdür. | Open Subtitles | شركة الرابطه القويه فيها مثل الضعيفه نعم |
Zayıf aileleri bulabilmek için harika bir pozisyonda. | Open Subtitles | هي كانت في الموضع المناسب لاستكشاف العوائل الضعيفه |
Sadece Zayıf bir yaydan çıkan Zayıf bir ok olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لقد ظننت لقد ظننت أن السهام الضعيفه من الأقواس الضعيفه.. |
O zamanlar da bu Zayıf ihtimali masum bir aileyi dağıtmak üzere kullanmadınız mı? | Open Subtitles | هل كانت مثل هذه الاحتماليه الضعيفه هى التى استخدمتيها لتدمير عائله بريئه بالكامل؟ |
Zayıf, asla bir ulusa bel bağlamasına izin verilmemesi gerek yaslı bir kadın. | Open Subtitles | والمرأه الضعيفه والحزينه لاينبغي أن يتم السماح لها بالأمساك بمقاليد الحكم. |
Zayıf olan tüm parçalarımı kesiyorum. | Open Subtitles | انا اقطع الاجزاء الضعيفه من جسمي |
Kabul ediyorum, geçen sefer biraz Zayıf kaldım. | Open Subtitles | سأعترف , آخر مره أحضرتُ الصلصه الضعيفه |
Tarafsızlık inançları Zayıf olanların uydurdukları bir şey. | Open Subtitles | الحياد هو أسطورة ولدت منهم مِن قناعتهم الضعيفه... |
Zavallı, Zayıf bir yaratık. | Open Subtitles | هذه المخلوقه الضعيفه الفقيره. |
İngilizlerin Zayıf Burma ordusunu ilerleme ve manevra konusunda alt etmek için cangılı kullandılar. | Open Subtitles | لقد أستخدموا الأدغال للألتفاف والمناوره (حول الوحدات البريطانيه الضعيفه فى (بورما |
Peşinde olduğumuz adam Zayıf ve hazırlıksız. | Open Subtitles | الفريسه الضعيفه هذا مصيرها |
Bu Zayıf güç | Open Subtitles | هذا محكوم بالقوى الضعيفه. |
Zayıf İngiliz birlikleri karşısında Bingazi'yi tekrar ele geçirdi. | Open Subtitles | ...فى مواجهة القوات البريطانيه الضعيفه التى واجهته تمكن من دخول (بنغازى) مرة أخرى... |
Hava kuvvetleri komuta kademesi zayiat tespitiyle meşgulken Alman zırhlıları da geçilemez denilen Ardennesler'i aşarak Meuse ve Sedan arasındaki Zayıf Fransız birliklerini vurmaya başladı. | Open Subtitles | لكن بينما كانت ... قيادة الحلفاء تقوم بأحصاء خسائرها كانت قوات ( البانزر ) على وشك البدء فى أختراق أقليم ( الأردين ) المنيع و قد أعدت نفسها لملاقاة الحاميه الضعيفه ( المتمركزه على نهر ( الموز ) تماماُ فى منطقة ( سيدان |