Kuvvetinin azalması üzerine, Baba, Anakin'den aydınlık ve karanlık arasındaki dengenin korunması için kalmasını ve yerine geçmesini ister. | Open Subtitles | مع ضعف قوته , الاب يطلب من اناكين ان يبقي و يأخذ مكانه , ليحافظ على الميزان بين الضوء والظلام |
Durumu ne kadar basitleştirdin, aydınlık ve karanlık sanki diğeri olmadan öteki oluyormuş gibi. | Open Subtitles | ياله من شئ بسيط لان تفعله , الضوء والظلام , كما انه يوجد واحد بدون الاخر |
Orası tamamen sihirli bir aydınlık ve karanlık gibiydi. | Open Subtitles | مليء بسحر كلاهما,الضوء والظلام |
"Karanlıkla ışık arasındaki bir kesişme dünyaya felaket getirecek." | Open Subtitles | "تقاطع الضوء والظلام سيجلب الكوارث على هذهِ الأرض" |
"Karanlıkla ışık arasındaki bir kesişme dünyaya felaket getirecek." | Open Subtitles | "تقاطعُ الضوء والظلام سيجلب الكوارث على هذهِ الأرض" |
Ama ışık ve karanlık arasındaki farkı anlamalarını sağlayan basit gözleri vardır. | Open Subtitles | لكن لديهم بقع عينيّة تمكّنهم من التفريق بين الضوء والظلام. |
Garuda eridikten sonra, aydınlık ve karanlık problem çıkarmamak için anlaştılar. | Open Subtitles | بعد ذوبان " غارودا " , الضوء والظلام أتفقا على التنافس بإحترام |
Elektronların, çok küçük parçacıkların iki adet yarığa ateşlenmesiyle tamamen aynı aydınlık ve karanlık şeritli desenin oluştuğu gözlendi. | Open Subtitles | يبدو الآن أن إطلاق الإلكترونات، جسيمات صلبة صغيرة، من خلال الثغرات الاثنتين تنتج بالضبط نفس نوع النمط، نطاقات من الضوء والظلام. |
aydınlık ve karanlık şeritler. | Open Subtitles | نطاقات من الضوء والظلام. |
Fae'ler ikiye bölünmüş durumda aydınlık ve karanlık taraf. | Open Subtitles | جماعة الـ (فاي) منقسمون الضوء والظلام |
aydınlık ve karanlık. | Open Subtitles | الضوء والظلام |
Şimdi bunlar ışık ve karanlık gece ve gündüz birbirinden ayrılmıştır. | Open Subtitles | وهذه الأشياء، الضوء والظلام النهار والليل |