Normal ışıktan daha yavaş hareket eden bir ışık fotonu yaptım. | Open Subtitles | لقد صنعتُ وحدة ضوئية التي أبطأت من سرعة سفر الضوء العادي |
Zamanda yolculuğun sırlarını araştırmada kaçınılmaz olarak warp sürüşü fikri ya da, diğer stratejilerle karşılaşacağız; ışıktan hızlı yolculuk fikri doğrultusunda... | Open Subtitles | ، في بحثنا عن أسرار السفر عبر الزمن سنلتقي لا محالة بفكرة محرك الاعوجاج أو تقنيات أخرى للسفر أسرع من الضوء |
Stella ışıktan uzaklaştığı için ışık ona yetişene kadar Terra için toplam 7 yıldan ve Stella için 4 yıldan fazla zaman geçecektir. | TED | ولأن ستيلا تسافر بعيداً عنه. سيدركها الضوء بمرور الوقت، أكثر من 7 سنوات سيمر على تيرا و 4 سنوات على ستيلا. |
'Protocell'ler gerçekten ışıktan uzaklaşabiliyorlar. | TED | يمكن للبروتوسيلات في الواقع التحرك بعيدا عن الضوء. |
Şimdi gördüğünüz şey kırmızı ışığın altındaki yoğunlaştırılmış kameranın görüntüsü ve Dr.Kubodera'nın görebildiği bu devin gelişiydi. | TED | والآن، ما ترونه هو منظر مكثّف من كاميرا تحت الضوء الأحمر وهذا كل ما استطاع د.كيبوديرا رؤيته عندما يقترب العملاق هنا. |
Peki tamam. Kırmızı ışık, mavi ışıktan daha sıcaktır. | Open Subtitles | حسناً, الضوء الأحمر أسخن من الضوء الأزرق |
Camın içindeyken, gördüğümüz en kısa dalga ile taşınan mor ışık en uzun dalgaya sahip olan kırmızı ışıktan daha fazla yavaşlar. | Open Subtitles | في الزجاج, الضوء البنفسجي و المحمول بأقصر الموجات نراه يُبطئ أكثر من الضوء الأحمر |
Eğer taneciklerin gücünü kullanabilmek için yeterince kararlı bir matris tasarlayabilirsen ışıktan hızlı hareket edersin. | Open Subtitles | لو وضعت مصفوفة مستقرة بما يكفي، لتسخير قوتها، سوف تتمكن من السفر أسرع من الضوء. |
İlrleyen günlerde böcek gibi sürünmeye başlıyorlar ışıktan korkuyorlar,karanlık ve nemli köşelere saklanmaya eğilimli oluyorlar. | Open Subtitles | بعد عدة أيام يقومون بسلوكيات تشابه الحشرات كالزحف فوبيا الضوء ونزعة الاختباء في الظلام والزوايا الرطبة |
Uzun bir tünel görürsen, ışıktan uzak dur! | Open Subtitles | لا تمت، وإن رأيت نفقاً طويلاً، فابق بعيداً عن الضوء |
Hamamböcekleri fototatik açıdan hassasdırlar yani ışıktan kaçarlar. | Open Subtitles | الصراصير لها نظام صورى سلبى هذا يعنى انها تهرب من الضوء |
Tanrı, ateşi evrene gönderdiğinde melekler ışıktan, insanlar topraktan yaratıldı. | Open Subtitles | وعندما نشر الله النار فى الكون وخلق الملائكة من الضوء والانسان من الارض وخلق الجان من النار |
Yer altında yaşıyor ve ışıktan kaçıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعيش تحت الأرض وتنأى بنفسها عن الضوء. |
Görünür ışıktan başka herhangi bir tespit edilebilir radyasyon yaymıyor. | Open Subtitles | أنا لا ألتقط أى إشعاع بخلاف هذا الضوء المرئى |
Binlerce piksel ışıktan... bu fotoğrafı çözümlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | الألاف من نقاط الضوء و أحتاج واحدة فقط لتوضيح هذه الصورة |
"Takyon" denilen ve ışıktan daha hızlı hareket eden bir parçacık. | Open Subtitles | جزىء ينتقل أسرع من الضوء. كان هناك هذا الإكتشاف |
Ama sonunda, hiçbir şey ışıktan hızlı yol alamayacağı için, bu yolculuk süresi belli bir değerin altına indirilemez. | Open Subtitles | لكن لأنه لايوجد شىء يمكن أن يتجاوز سرعة الضوء,لذا هناك حد معين للوقت الذى نستطيع أن نوفره |
Ve hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemez. 299796 km/sn, en hızlı şey Işıktır. | Open Subtitles | ولاشيء يتحرك أسرع من الضوء 186 000 ميل في الثانية, الضوءهو الأسرع |
♪ O benim ışığın altındaki ♪ Dinimi kaybediyorum. | Open Subtitles | ♪ هذا أنا في دائرة الضوء ♪ .. أفقد ديانتي |
♪ O benim köşedeki ♪ o benim ışığın altındaki ♪ Dinimi kaybediyorum. | Open Subtitles | ♪ هذا أنا بالزاوية ♪ هذا أنا بدائرة الضوء ♪ أفقد ديني |