Sanırım yeni güç kaynağı altuzaydan saptanabilen bir tür kendine özgü enerji izi yayıyor. | Open Subtitles | أفترض أنّ للمصدر الطاقي الجديد إشارة يمكن التقاطها من الفضاء السفلي |
Parça tam olarak makinenin ortasından. Yani, güç kaynağı olabilir. | Open Subtitles | كانت القطعة من وسط الآلة، قد تكون المصدر الطاقي |
O parça makinenin tam merkezindeydi. - güç kaynağı o olabilir. | Open Subtitles | كانت القطعة من وسط الآلة، قد تكون المصدر الطاقي |
Ve büyük bir hızla, çok hücreli oldular, çoğalabiliyorlardı, enerji kaynaklarını elde etmek için fotosentezi kullanabiliyorlardı. | TED | وبسرعة كبيرة، أصبحت متعددة الخلايا، استطاعت التكاثر، استطاعت استخدام التركيب الضوئي كطريقة للحصول على مصدرها الطاقي. |
Yani anahtar nicelik Dünya'nın enerji dengesizliğidir. | TED | وبالتالي فإن الكمية الأساسية هي اختلال توازن الأرض الطاقي. |
Zaman genişleme alanının bu kadar uzun süre çalışması ZPM'i ve Asgard çekirdeğinin güç kaynağını neredeyse tüketti. | Open Subtitles | الحفاظ على حقل تبطيء الزمن كل هذه المدّة قد استنفد الطاقة الصفرية تقريباً والمصدر الطاقي لحاسوب الـ(آزغارد) |
Şimdi, nihayet, Dünya'nın enerji dengesizliğini, Dünya'nın ısı rezervuarlarındaki ısı içeriğini ölçerek kesin olarak ölçebiliyoruz. | TED | الآن أخيرا، يمكننا أن نقيس اختلال توازن الأرض الطاقي بدقة من خلال قياس محتوى الحرارة في خزانات الحرارة الأرضية. |
Toplam enerji dengesizliği, şimdi, yaklaşık her metrekareye onda altı watt kadar. | TED | مجموع اختلال التوازن الطاقي الآن هو حوالي ستة أعشار واط للمتر المربع الواحد. |