Bir çeşit plan. Ama henüz iki tarafın da haberi yok. | Open Subtitles | هذا نوعًا ما لتدبير مواعدة، إلّا أن كلا الطرفان لا يعلمان. |
George, iki tarafın da ayrılığı onaylamasına gerek yok. | Open Subtitles | جورج، ليس من الضروري أن يوافق الطرفان على الانفصال. |
Ama iki taraf bir konuda hemfikirdi: Senaryo tam hazır değildi. | Open Subtitles | و الطرفان اتفقا على شيء واحد فقط أن النص يحتاج عمل |
Her iki taraf da imzalamadan önce nihai anlaşmayı yedi gün elinde tutmalıdır. | Open Subtitles | لا بد أن يتسلم الطرفان الاتفاق النهائي بيديهما لمدة 7 أيام قبل التوقيع |
Taraflar çarpışmaya karar kıldı ve koşulları kabul ettiler. | Open Subtitles | وافق الطرفان على القتال ووافقا على الممارسات المتبعة |
Taraflar merhamet istememek ya da göstermemek hususunda anlaştı. | Open Subtitles | وقد وافق الطرفان أيضاً على عدم طلب أو منح أي رحمة |
"Bu durum, hukuki olarak karşılıklı kabul edilmiştir..." "..ve bu yüzden tarafların birbirlerine karşı kesin yükümlülükleri vardır." | Open Subtitles | وافق الطرفان على العقد و بالتالي لدى الفريقان واجبات تجاه بعضهما البعض |
Bana iyi bir anlaşma için, iki tarafın da hayal kırıklığı yaşaması gerektiğini öğretmiştin. | Open Subtitles | لقد علمتني أن التفاوض الجيد هو الذي يُخرج كلا الطرفان خائب الأمل |
Şimdi, dört ay sonra iki tarafın silahlı kuvvetleri de barışı sağlamaya çalışan BM'nin girişimlerine kulak tıkıyor bu yüzden Kıbrıs'taki durum hâlâ tehlikeli ve karışık. | Open Subtitles | الآن، وبعد أربعة أشهر، يواصل الطرفان تحدي محاولات الأمم المتحدة للحفاظ على السلام. |
İki tarafın da katılabileceği, kesin olan bir şey var. | Open Subtitles | حسنا، أنت تقريبا الشخص الوحيد الذي يتفق الطرفان عنه |
İki taraf da karşı tarafın teklifini inceleyip memnun kalırlarsa diğer arabaya binip uzaklaşmak için buradalar. | Open Subtitles | كلا الطرفان مقدر أن يفحصوا أشياء من أجل رضاهم المتبادل ومن ثم تبديل السيارات |
İki tarafın da kabul etmesi önemli. | TED | ومن المهم جداً أن يوافق الطرفان. |
Yine de, her iki tarafın da bu tartışmayı kazanabileceği bir kazan-kazan çözümü olabilir diye düşünüyorum, ve bu da, karbonun zirveye çıktığı ya da yok olduğu bir durum ile karşılaşmamızdır. | TED | لكن، أعتقد ربما هناك حلاً وسطاً هنا حيث بمستطاع الطرفان الفوز بالمناظرة، وذلك هو، نقوم بمواجهة الأوضاع حيث يغطي الكربون على هذا الكوكب أو يموت. |
Her iki taraf da gerçekten iş yapmak istiyorsa, pazarlıklar çok çabuk sonuçlanırmış. | Open Subtitles | لقد أخبرونى أنه لا يوجد صفقة أسرع من الصفقة التى يحرص فيها الطرفان على اتمامها |
Her iki taraf da kabul ederse, ikisiyle de ayrı ayrı görüşeceğim... ve nihayetinde bu etkileşimden kaçarlarsa ne olabileceğini anlatacağım. | Open Subtitles | لو وافقَ الطرفان سأجتمعُ أنا بِهما على انفراد و أتحدثُ عما سيَحصلونَ عليه من هذا التفاعُل المُحتمَل |
Her iki taraf da görüşme için yola çıkana kadar örtbas et. | Open Subtitles | لنبق الامر سر حتى يغادر الطرفان الى الدنمارك للتفاوض |
Bay Gross ve Deena'nın tatmin olacağı bir anlaşma istedikleri göz önüne alınırsa her iki taraf da zarar görecek. | Open Subtitles | كلا الطرفان سيتضرران لأن السيد غروس ودينا يريدان اتفاقًا مرضيًا لهما معًا |
Saatler süren çalışmaların ardından Taraflar nihayet ateşkesi kabul ettiler ve her iki başkan da imza attılar. | Open Subtitles | بعد ساعات من العمل اتفق الطرفان على وقف اطلاق النار... ...ووقع الرئيسان على المعاهدة |
"Taraflar işbu vesile ile bu evliliğe birlikte yaşama beklentisi olmadan karı kocalık ilişkisi, sadakat ya da ilişkiye girmeme beklentisi olmadan taraf olmayı kabul etmişlerdir." | Open Subtitles | "بموجب هذا يقر الطرفان إنّهما يدخلا علاقة الزواج هذي دون توقعات لمعاشرة، |
Taraflar hazır Sayın Yargıç. | Open Subtitles | الطرفان حاضران سيادتك |
"Bu durum, hukuki olarak karşılıklı kabul edilmiştir..." "...ve bu yüzden tarafların birbirlerine karşı kesin yükümlülükleri vardır." | Open Subtitles | وافق الطرفان على العقد و بالتالي لدى الفريقان واجبات تجاه بعضهما البعض |
Klasik ekonomik terimlerde, bir şeyin değeri iki taraf da karşılıklı anlaştığı zaman belirlenir. | Open Subtitles | حسنا، من الناحية الاقتصادية الكلاسيكية، قيمة شيء عندما يتم تحديد طرفين تتصالح يتفق عليها الطرفان. |