komik, gönüllü falan görmüyorum. En son ne zaman bir uçak uçurdun? | Open Subtitles | من الطريف اننى لا ارى متطوعين منذ متى كنت تقود طائرة ؟ |
komik olan şu, şu Kmetko kızı hakkında şüphelerim vardı. | Open Subtitles | الشي الطريف , لم أكن متأكداً من هذة الفتاة كومتكو |
Casino'yu temsil eden bir firmada çalışamam. komik olan nedir? | Open Subtitles | لا أستطيع العمل لـ شركة تمثل الكازينو ما الطريف ؟ |
Tanıdığın birinin cinayet gibi bir şeyden aranması çok tuhaf. | Open Subtitles | من الطريف رؤية شخص تعرفه وهو مطلوب للعدالة لشئ كجريمة قتل |
Sonra işin garip yanı bu kadın bir azizeydi adeta. | Open Subtitles | أعني, الطريف في الامر هذه المرأة كانت قدّيسة, حسنا ؟ |
İtfaiyecilerin tuhaf tarafı... gece gündüz itfaiyeci olmaları. | Open Subtitles | الشئ الطريف فى رجال الإطفاء أنهم رجال إطفاء ليلاً ونهاراً |
Mafyanın komik yanı, tüm bu mitolojisinde Sicilya ve eski dünya var. | Open Subtitles | الطريف عن المافيا هناك الكثير من الأساطير حولهم حول صقلية والعالم القديم |
İşin komik yanı, meşru olan yedi tane evladım var. | Open Subtitles | الطريف بالأمر هو أنني أملك سبعة ما يُدعون بالأطفال الشرعيين |
komik olan şu ki, benim hayatım zaten biraz böyle. Çünkü şunu keşfettim | TED | حسناً، الشي الطريف هو أني أيضاً لدي هذا النوع من الحياة، بطريقةٍ ما. والسبب أنني اكتشفت |
komik olan şey buradan gördüğünüz gibi Khatanga dünyanın sonu değil. | TED | أعتقد أن الطريف في الأمر أن كاتنقا ليست بنهاية العالم، لكن بإستطاعتك رؤيتها من هناك. |
İşin komik yanı şu ki, en yakın olduğu kişi... en nefret ettiği kişi. | Open Subtitles | يساعده في حل اي من مشاكله؟ الشيء الطريف ان الشخص الاقرب له |
İşin komik yanı şu ki, en yakın olduğu kişi... en nefret ettiği kişi. | Open Subtitles | الشيء الطريف ان الشخص الاقرب له هو نفسه أكثر شخص لا يحبه هو |
Kayıklarını burada muhafaza etmek zorunda olman komik. | Open Subtitles | من هنا؟ نعم، إنه من الطريف أن تحتفظ بقاربك هنا. لماذا؟ |
Bu komik, çünkü oradan bakıldığında çok daha genç görünüyorsun. | Open Subtitles | الطريف أنك تبدين أصغر بكثير عند النظر من النافذة. |
Evet, duyduk. komik. Çünkü sağken ona bunu dediğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | و من الطريف أيضا أني لا أتذكركي تقولين له هذا عندما كان حيا |
Göçüp gideceğini bilmek komik bir şey öleceğin günü bilmek. | Open Subtitles | ذلك هو الأمر الطريف حول الرحيل. معرفة موعد موتك. |
komik kısım burası değil çünkü baya fakirleştik. | Open Subtitles | هـذا ليس الجزء الطريف لأننـا مفلسيْن تمـامـا |
Sanırım sonunda İtalyalı cüce şakasının en komik kısmını hatırladım. - Annem balık yapmıştı. | Open Subtitles | أظن أنني وأخيراً تذكرتُ الجزء الطريف في نكتة القزم الإيطالي |
Çok garip ama onda çok özel çok gergin, biraz huzursuz edici bir şeyler vardı. | Open Subtitles | ، من الطريف ، يوجد شئ حوله ، خاص جداً . كثيف جداً ، قليل التهديد |
İşin komik tarafı, geçen sefer tahlil yaptığımızda kortizon arıyorduk. | Open Subtitles | الشئ الطريف هو أنه عندما فحصناك من قبل كنا نبحث فقط عن الستيرويد |
İşin komiği, biraz sabırlı olsaydı tek kuruş ödemeden istediğini alacaktı. | Open Subtitles | و الطريف هو أنه إن كان انتظر كان يمكن أن يقنعني بمضاجعته دون أن يدفع مليم |