Duygulardan konuşan ben açgözlülükten konuşan Gandi gibi, ama düşünme şeklimizin merkezi düzenleme süreci bu. | TED | عندما اتحدث عن العاطفة ابدو مثل غاندي وهو يتحدث عن النهم, لكنها عملية مركزية في الطريقة التي نفكر بها. |
Fakat, benim argümanımı kabul ederseniz sadece kişisel hayatımızı yönlendirme şeklini değiştirmemeli -ki bunu şimdilik bir kenara bırakmak istiyorum- fakat bu bizim halk sağlığı ve çevrenin temel problemleri hakkında düşünme şeklimizi değiştirecektir. | TED | لكن إذا ما قبلت حجتي، فسوف تغير حتماً ليس فقط الطريقة التي نقود بها حياتنا الخاصة، والتي أتمنى أن لا أتحدث عنها حالياً، ولكنها سوف تغير الطريقة التي نفكر بها في المشاكل العظيمة بخصوص الصحة العامة والبيئة. |
Düşünce şeklimizi. | Open Subtitles | الطريقة التي نفكر بها. |
Her şey hakkında düşüncelerimizi değiştirmeliyiz. | TED | لا بد لنا من أن نغير بحق الطريقة التي نفكر بها حيال كل شيء. |
ve süper güçler savaş hakkındaki düşüncelerimizi değiştirmeliyiz. | Open Subtitles | والقوي العظمي بحاجة للتغيير الطريقة التي نفكر بها حول الحرب الإلكترونية |
(Kahkaha) (Alkış) Biz "biz dünyayı değiştirdik" yazmasını istiyoruz ve bu konuştuğumuz konular hakkında düşünme şeklimizi değiştirerek olur. | TED | (ضحك) (تصفيق) نحن نريدها ان تكتب: لقد غيرنا العالم و جزء من الطريقة التي فعلنا ذلك بها كانت بتغيير الطريقة التي نفكر بها بتلك الاشياء |
Bu yüzden, bir defasında denizaltının penceresinden baktığımızda, Dünya'daki yaşam hakkındaki düşüncelerimizi kökten değiştiren bir şey keşfettik; keşfettiğimiz şey, yaşamaya devam etmek için daima güneş ışığına sahip olmak zorunda olmadığımız. | TED | لذا في نظرة خاطفة من نافذة الغواصة إكتشفنا شيئاً أحدث ثورة في الطريقة التي نفكر بها بأشكال الحياة وهي من غير الضروري توفر أشعة الشمس لاستمرار الحياة. توجد كائنات كبيرة هناك وبعضها قد يبدو مألوفاً. |
Bu A, T, C ve G dizilerini incelerken, tamamen yeni bir yaşam sınıfını ortaya çıkarabilir ve Beijerinck gibi, biyolojinin doğası hakkında düşüncelerimizi temelden değiştirebiliriz. | TED | أنه ونحن نستكشف سلاسل الإي والتي والسي والجي هذه، قد نكشف الغطاء عن صنف جديد بالكامل من الحياة والذي، ومثل بيجيرينك، سوف يغير جذريا الطريقة التي نفكر بها حول طبيعة علم الأحياء. |
Bu dört seçeneğin ortak bir noktası var: Tüm bunlar küreselleşmenin, hareketliliğin ve piyasaların fırsatlarından yararlanabilme ve mülteciler hakkındaki düşüncelerimizi güncelleme seçenekleridir. | TED | وكل هذه الطرق الأربع لديها قاسم مشترك : وهي أنها هي الطرق ذاتها التي توصلنا الى العولمة ، التنقل والأسواق، وتحديث الطريقة التي نفكر بها حول قضية اللاجئين. |