Yani tavukları pişirmeden önce terbiye etmenin en iyi yolu onları ne az pişirmek, ne de çok pişirip karbonlaşmasına sebebiyet vermek ve tavukları pişirmeden önce limon suyu, esmer şeker ya da tuzlu suda terbiye etmekten geçiyor. | TED | ,لذا , الطريقة المثلى لإعداد الدجاج المتبل تعتمد على هذا أن لا تطبخ الدجاج بشكل غير كافي و بالتأكيد أن لا تحرق أو تطيل طبخ الدجاج .و أن تنقعه إما بعصير الليمون أو السكر البني أو الماء المالح |
Anlaşıldığı üzere, bu en seksi yönümü ortaya çıkarmanın en iyi yolu değildi. | TED | طبعا لم تكن تلك الطريقة المثلى لأظهر جاذبيتي. |
Ciddi tasarım yapmanın en iyi yolu -- bana göre hepimizin bunu yapmaya fırsatı var -- bir iş için tamamen ve kesinlikle niteliksiz olmak. | TED | الطريقة المثلى لتحقيق تصميم جاد وهو ما أعتقد أننا جميعا قادرون على فعله أن تكون غير مؤهل تماما للمهمة |
Bu, hikâye anlatma dürtümü gidermek, görüntüler ortaya çıkarmak için en iyi yol gibiydi. | TED | وبدا لي ان هذه هي الطريقة المثلى لكي أوفق رغبتي بإلقاء القصص مع رغبتي بصنع الصور |
Bir keresinde de söylediğim gibi, vücut ısısı üretmek için en iyi yol bir uyku tulumuna çıplak girmek ve yanına da çıplak birini almaktır. | Open Subtitles | لقد أخبروني أن الطريقة المثلى لتوليد حرارة الجسم.. هو الدخول عارياً لحقيبة النوم مع شخص آخر عارٍ. |
Rehineleri serbest bırakmak için bundan daha iyi bir yol yok. | Open Subtitles | أنا أفكر في الطريقة المثلى لاطلاق سراح الرهائن |
Bunu oynamanın en iyi yolu bu mu? | Open Subtitles | هل تلك هي الطريقة المثلى للتعامل مع هذا ؟ |
Onu onurlandırmanın en iyi yolu, iyi polis olmaktır. | Open Subtitles | الطريقة المثلى لتشريفه هي بأن نكون شرطةً جيدين |
Ateşli bir sevgili kazanmanın en iyi yolu bu. | Open Subtitles | هذه الطريقة المثلى لكي تحصل على حبيبة مثيرة |
Arkadaş edinmesinin en iyi yolu bu. | Open Subtitles | هذه الطريقة المثلى له لكي يكوّن له بعض الأصدقاء. |
- Bazen katili yakalamanın en iyi yolu serbest kaldıklarını düşünmelerini sağlamaktır. | Open Subtitles | .. أحياناً الطريقة المثلى للإمساك بقاتل . هي أن تجعلهم يعتقدون أنّهم أحرار |
Kurtları öldürmenin en iyi yolu liderlerini öldürüp onun derisini giymek. | Open Subtitles | الطريقة المثلى لقتل الذئاب هي بقتل القائد |
Şöyle dedi: "Bakanlarımın ağızlarını kapalı tutmanın en iyi yolu buydu. | TED | فقال: "هذه هى الطريقة المثلى لأغلق بها أفواه وزرائي. |
insanları korkutmak, onlardan iş çıkarmanın en iyi yolu. Ve bir şekilde ortam ne kadar acımasız olursa daha fazla insan mücadeleye girişecektir. | TED | الذي يخيف الناس اليوم .. هو الطريقة المثلى لحثهم على القيام باكبر قدر ممكن من الاعمال وهذا بصورة ما هو ما يميز بيئتنا القاسية اليوم فالكثير من الناس سوف تخرج لتحديك |
Dinle, üzgünüm, bunun en iyi yol olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا آسف ظننت بأن الطريقة المثلى هي إدخالك معنا مباشرةً |
Futbolun gizlice Capoeira çalışmak için en iyi yol olduğunu ve bu sayede tutuklanmayacaklarını anladılar... | Open Subtitles | لقد رأوا ان كرة القدم هي الطريقة المثلى للتدرب على الجينجا دون التعرض للاعتقال |
Eğer başarı tutkusu tek derdim olsaydı, bir cinayet davası adımı gazetelerde çıkartmak için en iyi yol olurdu. | Open Subtitles | ... لو كان طموحي هو قلقي الوحيد في محاكمة قتل، لكانت هذه هي الطريقة المثلى لوضع إسمي في الجرائد |
Bunun haber vermek için en iyi yol olmadığını biliyorum ama umurumda değil. | Open Subtitles | أعلم بأن هذه ليست الطريقة المثلى لإفشاء الأخبار، لكني لا أبالي |
Gelip dediler ki, en iyi yol basit bir test çözerek başlamakmış. | Open Subtitles | وقد ورد فيه أن الطريقة المثلى للبدأ هى أخذ نَمُوذَج إِختبار |
Hayır, sadece tüm günümü bir odada geçirmenin yaşamak için en iyi yol olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | هو الطريقة المثلى للحياة بالإضافة إلى أنني يجب أن أعيش حياتي كيفما إستطعت |
Kız arkadaşının babasında iyi bir izlenim bırakmak için çok da iyi bir yol değil galiba. | Open Subtitles | أدرك أن هذه ليست الطريقة المثلى لترك انطباع جيد إلى والد عشيقتك |