"الطريق الخاطئ" - Traduction Arabe en Turc

    • yanlış yoldan
        
    • Yanlış yöne
        
    • yanlış yolu
        
    • yanlış yola
        
    • yanlış yol
        
    • yanlış yoldasın
        
    Otobüse biniyor ve otobüs giderken... yanlış yoldan gittiğini fark ediyor. Open Subtitles استقلت الحافلة وبينما كانت الحافلة تمضي أدركت أنها تسلك الطريق الخاطئ
    Eğer orada birşey görürseniz bu sizi yanlış yoldan çıkarır Open Subtitles إذا رأيت شيئاً هناك يدفعك الى الطريق الخاطئ
    Kamp bana, beni Yanlış yöne itiyorsa toplumsal etkileri reddedebilmeyi öğretti. Open Subtitles أن أرفض التأثير المجتمعي و الذي كان يوجهني الى الطريق الخاطئ
    Seni Luke'un sevgilisi sandığım için Yanlış yöne gönderdim. Open Subtitles أنا آسفة، أرسلتك إلى الطريق الخاطئ لأني اعتقدت أنك صديقة لوك
    Sana bir seçenek sundum ama sen yanlış yolu seçtin. Open Subtitles منحتكَ خياراً، لكنكَ اخترتَ الطريق الخاطئ
    Size zaman lâzım, onları yanlış yola yönlendireceğim. En iyi fikir bu. Open Subtitles سأدلهم على الطريق الخاطئ فكرة رائعة، أمضي، أمضي
    yanlış yol, Lin! Onların kampına doğru gidiyoruz! Open Subtitles نسلك الطريق الخاطئ نحن نتجه مباشرة إلى معسكرهم
    Hayır, dostum, kafaca bu konuda tamamen yanlış yoldasın. Open Subtitles لا، صديقي، أنت تَعتقدُ حول هذا كُلّ الطريق الخاطئ.
    Burası yanlış yer. Beni yanlış yoldan getirdiniz. Open Subtitles هذا ليس صحيح أنت تقودني في الطريق الخاطئ
    - yanlış yoldan gidiyoruz! - Hayır, gitmiyoruz! Open Subtitles نحن نذهب في الطريق الخاطئ - لا لسنا كذلك -
    Ne zaman Tanrı beni yanlış yoldan ayırdı kurtarıldığımı ve huzuru bulduğumu hissettim. Open Subtitles عندما السيد المسيح أخرجني الطريق الخاطئ
    Sanırım yanlış yoldan geldim. Open Subtitles أظنني جئت في الطريق الخاطئ
    Ya Yanlış yöne gidersen ya, ya onu bulursan ve sana tekrar saldırırsa? Open Subtitles أيّا ما سلكت، الطريق الخاطئ أو الطريق الصحيح، سيهاجمك؟
    Ama beyler, güneş artık batıdan doğmuyorsa Yanlış yöne gidiyoruz. Open Subtitles لكن يالرجال مالم الشمس قرّرت الإرتفاع في الغرب نحن برأس الطريق الخاطئ. كاليفورنيا خلفنا
    ATM'nin üzerinde Yanlış yöne bakıyor. Open Subtitles انها تواجه الطريق الخاطئ لم تسجل شيئا
    Neden yanlış yolu izlemek zorunda olduğumuzu anlayamıyorum. Open Subtitles لا أفهم لماذا نسير في الطريق الخاطئ
    Hayatta yanlış yolu takip ettim. Open Subtitles أنا اجتزت الطريق الخاطئ في حياتي
    Roma yanlış yolu seçmemeli. Open Subtitles لا يجب على "روما" أن تأخذ الطريق الخاطئ
    Biliyorsun, sakın bunu yanlış yola götürme ama sizin herhangi bir hilenize katılmak isteyeceğimi sanmıyorum. Open Subtitles اتعرف؟ لاتاخذ هذا الطريق الخاطئ لكن أنا لا أعتقد انى أُريد التدخل فى اى من حيلك
    Bir Hindistan cevizi parçası yanlış yola girdi. Open Subtitles أي قطعة جوزةِ الهند هَبطتْ الطريق الخاطئ.
    Şoför yanlış yola saptı. Open Subtitles في هذه اللحظه قام السائق باتخاذ الطريق الخاطئ
    Onbaşı Zuna'ya dönmesini söyledim ama o dönmek istemediğini, oranın yanlış yol olduğunu söyledi. Open Subtitles اخبرت العريف "زونا" ان يعود, ولكنه قال انه لا يريد, قال انه الطريق الخاطئ.
    - Cassie buraya gelmemiz gerektiğini söyledi. yanlış yoldasın. Open Subtitles كايسي قالت ينبغي لنا أن نأتي إلى هنا أنت على الطريق الخاطئ هنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus