Başlangıçta, taktığı o okul rozetini bulamamışlardı çünkü bıçak darbeleri yüzünden derinin altına girmişti. | Open Subtitles | فى البداية لم يجدوا مشبكها الخاص بالمدرسة لأنه كان مطمورا فى جسدها بسبب الطعنات |
Kurban çok sayıdaki bıçak darbesine mi maruz kaldı. | Open Subtitles | من الواضح إذن أن الضحية عانت عندما تلقـّت هذا الكم الكبير من الطعنات |
Çoklu bıçak darbeleri, kristal metamfetaminle kafayı bulan katil profiline uyuyor. | Open Subtitles | الطعنات العديدة متطابقة مع وضع قاتل ــ أو مجرد أدرينالين صريح ــ لماذا قتله؟ |
Bu bıçak yaraları vahşice, rastgele ve ölüm sonrası meydana gelmiş. | Open Subtitles | جروح الطعنات تلك انها وحشية, بشكل عشوائى ومتتالى |
Bıçaklama işlemi yerine biraz daha fırçayı kullanma işlemi kullanmaya çalış ama. | Open Subtitles | ولكن حاول التقليل من الطعنات والإكثار من الطلاء |
Yaralara bakılırsa bıçak 12 cm boyutlarında, sustalı. | Open Subtitles | جروح الطعنات بسبب مطواة كانت تقدر بـ أربعة إنشات |
Kesiklerin açısına bakarsak, katil nasıl bıçak kullanacağını biliyormuş. | Open Subtitles | وبالحكم على زاوية الطعنات هو أو هي يعلم جيدا كيف يستخدم السكين. |
Her kurbanda bıçak yarası artıyor değil mi? | Open Subtitles | عدد جروح الطعنات تتزايد مع كل ضحية، صحيح ؟ |
Çok fazla bıçak darbesi almış. Hapishanedeki cinayetler böyle olur. | Open Subtitles | هناك الكثير من الطعنات هكذا يتعلمون القتل في السجن |
bıçak yaralarına istinaden, katil kesinlikle solak. | Open Subtitles | استنادا لجروح الطعنات القاتل أعسر بالتأكيد |
Ancak bıçak yaralarında cinsel bir yön olabilir. | Open Subtitles | لا شيء حتى الآن، على الرغم من امكانية تواجد العنصر الجنسي في اختراقات الطعنات |
Yetkililer cinayet silahını tam olarak yazamamışlar ama bu bıçak yaraları bir şeyler söylüyor. | Open Subtitles | لم تبح السلطات بأي شيء عن سلاح الجريمة ولكن هذه الطعنات تخبرنا بشيء |
Kostüm üzerindeki bıçak kesikleri Kern'in sırtındakilerle tamamen uyuşuyor. | Open Subtitles | الطعنات في البدلة تصطف تماما مع الطعنات في ظهر كيرن |
Kalbindeki ve boğazındaki bıçak yaraları dışında vücuduna neredeyse el değmemiş. | Open Subtitles | بخلاف الطعنات التي بقلبها وعنقها معظم جسدها لا يزال سليماً |
Enjektör kafasını gözenekli bir metal plaka ile kaplarsın, aynı bıçak yarası gibi. | Open Subtitles | قم بتغطية رأس الحاقن بلوحة معدنية الذي تملأه الثقوب، مثل جروح الطعنات. |
Karın deşen Jack'in bile abartılı bulacağı kadar çok bıçak yarası var. | Open Subtitles | في سلسله من الطعنات حتى جاك السفاح سوف يجدها مفرطه |
Vücudunda hiç silah veya bıçak yarası bulunmuyor. | Open Subtitles | ليس هناك جروح ناجمة من أطلاق رصاص, ولا يوجد أثار جروح نتيجة الطعنات |
En az altı bıçak yarası saydım. | Open Subtitles | لقد حسبت الطعنات على الأقل هي 6 طعنات ليست من الخلف؟ |
bıçak yaraları hem yüzeysel hem derin. Sistemli bir işkence olabilir. | Open Subtitles | الطعنات ضحلة وعميقة قد يكون نوعا من التعذيب المنهجي |
Onun da boyun ve göğüs bölgesinde birçok bıçak yarası tespit edilmiştir. | Open Subtitles | أيضاً مصاب بالعديد من الطعنات في الرقبة والصدر |
Bıçaklama yaraları rapor edilmemiş çünkü aniden alınmadan önce cesedi muayene edemedim. | Open Subtitles | لم يتم الإبلاغ عن الطعنات لأنني لم أفحص الجثة قبل أن يتم إختطافها |