Tek başınıza gider de bir antilop kovalamaya kalkarsanız, Size garanti ederim ki, bozkırda iki ceset olacaktır. | TED | فإذا خرجت وحدك للصيد .. وحاولت ان تلاحق احد الظباء ساضمن لك وفاتكما انتم الاثنين .. |
Ama antilop horlaması her seferinde komik geliyor. | Open Subtitles | لكنّ زوجاً من الظباء يشخرون يبقى مشهداً طريفاً |
Aslanlar zayıf ve yavaş olanları yiyerek antilop nüfusunun diğer bütün hayvanlar arasında güçlü ve yeterli oranda kalmasını sağlıyor. | Open Subtitles | عبر اكل الأضعف و الأبطأ الأسود تبقى الظباء قوية و بعدد مناسب لعدد الحيوانات الاخرى |
Hint antilopları, hızlı olmanın yanı sıra aşırı derecede çeviklerdir. | Open Subtitles | الظباء السوداء ليست سريعة فحسب، إنهم رشيقون للغاية أيضاً. |
Ancak eylülde muson yağmurları kesilince, hint antilopları dağılır. | Open Subtitles | لكن عندما تتوقّف الرّياح الموسميّة في سبتمبر، تتفرّق الظباء السّوداء. |
Kendini bir tür antilop zanneden Viyanalı bir kadın hakkında... | Open Subtitles | والتي كانت تعتقد بأنها حيوان من نوع ما ، من الظباء ... |
Şimdi o albümün diğer yüzü, Ndutu'da antilop katliamı. | Open Subtitles | هذا هو الجانب الأخر من هذا الألبوم مذبحة الظباء في "اندوتو". |
Ateş için yirmi domuz, otuz keçi ve bir düzine antilop kestik. | Open Subtitles | لقد ذبحنا 20 خنزيراً، و30 ماعز ...وعشرات الظباء على النار |
Ateş için yirmi domuz, otuz keçi ve bir düzine antilop kestik. | Open Subtitles | لقد ذبحنا 20 خنزيراً، و30 ماعز ...وعشرات الظباء على النار |
(Kahkahalar) Ama bir antilop nasıl yenmek istemezse yapraklar da istemiyor, o yüzden de aşırı toksitler ve sindirimi çok zor. | TED | (ضحك) ولكن الأوراق لا تريد أن يٌتغذي عليها مثل الظباء ولذا الأوراق مليئة بالسموم وصعب هضمها. |
Bir antilop izi arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نسعى خلف آثار الظباء |
O da bir çeşit antilop. | Open Subtitles | -هذا نوع من الظباء |