Bir aile evinde dört sari bir yatak ve bir köşe tutulur. | Open Subtitles | أربعة ثياب ساري وفّرتْ سرير واحد و زاوية وفرتُ في البيتِ العائليِ. |
Bahsettiğin şu aile sorunu mu? | Open Subtitles | ذلك التغوّطِ العائليِ أنت هَلْ كُنْتَ يُخبرُني حول؟ |
Kahretsin! Yine aile komedileri çekmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَعُودَ إلى جَعْل الكوميديا العائليِ. |
Kaliforniya Yüksek Mahkemesi ailenin velayet hakkının aile hukukunun temelini oluşturduğunu ve ailelerin, çocuklarını çeşitli avukatların ahlaksız hareketlerinden koruma hakkının bulunduğunu kabul ediyor. | Open Subtitles | محكمة كاليفورنيا العليا بشكل واضح قد حملت ذلك للإختيار الأبوي لمؤسسةُ القانونِ العائليِ |
Oh, öyle olduğuna eminim adamım uh, yüzüm beni öldürüyor,... belki işe yaramaz yılbaşı aile partisinde bir araya gelibiliriz, olur mu? | Open Subtitles | أوه، أَنا متأكّدُ هو، رجل، لكن , ، وجهي يَقْتلُني، لذا لَرُبَّمَا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَجتمعَ في حفلة عيد الميلادِ العائليِ العاطلِ , h؟ |
- aile işinize burnumu sokmak istemem... | Open Subtitles | أنا لا wanna يَتطفّلُ في العملِ العائليِ... |
aile işlerini konuşacağız. | Open Subtitles | تحدّثْ عن العملِ العائليِ. |