Eğer hatırlarsanız John Rawls'ın adil bir toplum için şöyle bir görüşü vardı: | TED | إذا كنتم تذكرون جون رولز كان لديه ذلك المبدأ عن ماهية المجتمع العادل |
Tanrı'dan gelecek vahiye göre adil bir ceza üzerinde uzun uzun düşüneceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أتداول على العقاب العادل.. كما هو منزل من الآب السماوي. |
Sana neyin adil olmadığını söyleyeyim, senin yerine bu at, onun altında. | Open Subtitles | سأخبرك ما هو غير العادل ان يكون الحصان أسفل منه بدلا منكى |
"adil bir toplum, toplumla ilgili her şeyi bildiğinizde, herhangi bir yerinde olmak istediğiniz toplumdur." | TED | لقد قال: المجتمع العادل هو المجتمع الذي إذا عرفت عنه كل شيء ستكون مستعدًا للدخول فيه بمكانة عشوائية. |
Şimdilerde Amerikan sağlık sistemi işlevsel bozukluğun adil paylaşımından daha fazlasına sahip -- görkemini karşılamak için şüphesiz. | TED | الآن ,نظام الرعاية الصحية الأمريكي لديه نصيبه العادل من الأختلال الوظيفي ليناسب تألقه , لتكون متأكداً |
adil çalışmaya bir bağlılığımız var, çalışmanın tatmin edici ve iyi maaşlı olduğundan emin olmaya. | TED | فهو يدفعنا للالتزام بالعمل العادل والحرص على أن يكون هذا العمل، عملاً مُرضياً ومجزياً |
Bir adil Geçiş Komisyonu oluşturma kararını zaten verdik, sıfır karbon ekonomisine giden yolumuzda bize rehberlik edecek. | TED | ويكمن قرارنا في إنشاء لجنة الانتقال العادل في توجيه طريقنا نحو اقتصاد خالٍ من الكربون |
dünya genelinde adil ve eşitlikçi bir sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için bunları nasıl dağıtacağımıza, | TED | كيف سنعمل على توزيعها لنضمن التطور المستمر العادل للعالم بأكمله. |
Ve bu paylaşma faaliyetinin gerçekleşebilmesi için adil kullanımın iyi korunmuş alanlarına ihtiyacımız var. | TED | ولحدوث هذا النشاط المتقاسم، يجب أن نملك مساحات محمية بشكل جيد من الاستخدام العادل. |
adil bir içki paylaşımı yaptığımı reddedecek son kişiyim. | Open Subtitles | أوه .. لقد تناولت نصيبى العادل من الشراب لذلك اليوم سأكون آخر شخص ينكر ذلك |
adil dövüşse, bir erkeğin görevi. Ama bu şekilde... | Open Subtitles | القتال العادل واجب على الرجل لكن بهذه الطريقة ؟ |
Daha bir çok seçim yapacaksınız, ...adil ve adil olmayan, gerçek ve yalan arasında... | Open Subtitles | سيتوجب عليكم الاختيار, مرات عديدة بين العادل والظالم .الحقيقة والكذب |
Bir insan hem az hem de çok nasıl sevinebilir ki? Artık adil olanla olmayanın Victor'un yüreğine yabancı gelmediğini ispatlayan bir kanıtım vardı. | Open Subtitles | لقد امتلك الدليل على أن العادل والضالم لم يعودا بعد اليوم غريبان عن قلب فيكتور |
Hoşlanmadığım tek şey varsa, o da adil dövüştür. | Open Subtitles | إن كان يوجد شيئاً واحداً أحتقره فهو القتال العادل |
Size merhameti, adil oyunu öğretecek buna nasıl alışacağını da | Open Subtitles | ستعلّمك الشفقة والٕاحساس بالعمل العادل والتأقلم مع المجتمع |
- Oh, Benim umrumda bile değil... ancak bu yaptıkları anneme karşı hiç adil değil. | Open Subtitles | أنا لا آبه لذلك لكنه ليس بالشيء العادل بالنسبة إلى أمي |
Ben aslında herkesin davranış şeklinin adil olmadığını düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقد انه من غير العادل طريقتهم في التصرف |
Eğer adil insana, söylediğiniz gibi davranılırsa, o zaman adil cevap nedir? | Open Subtitles | ان كان الرجل العادل ... يعامل بهذه الطريقة اذن اين هي العدالة؟ |
Ayrıca, her yıl bu sorumluluğun bize verilmesi adil değil. | Open Subtitles | إضافةً إلى، نحن لا نعتقد أنه من العادل أن يكون العبء علينا كل سنة. |
Teknolojik imkânlarımız geliştikçe adalet sistemimizin gücü de artıyor. | Open Subtitles | فيما تتطور قدراتنا التقنية وكذلك قوة نظامنا العادل |
Geçmişinden birini, hem de karşı taraf için çalışırıken senden uzak tutmak için makul bir fiyat olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه المبلغ العادل لكي تجعلي إمرأة من ماضيكي لا تعمل لدى الطرف الآخر |