"العازلة" - Traduction Arabe en Turc

    • tampon
        
    • yalıtım
        
    • yalıtkan
        
    • geçirmeyen
        
    1200 millik tampon bölge olayına alışmıştım. Open Subtitles كنتُ معتاداً على منطقة الـ 1200 ميل العازلة
    tampon bölgem 1200 milden, 2 adıma düştü. Open Subtitles منطقتي العازلة بحدود الـ 1200 كيلومتر أصبحت قدمين فحسب
    Arada tampon bölge de yok çünkü Carrie'nin arkadaşıyla tüyüp beni onunla yalnız bırakacağını biliyorum. Open Subtitles ومع عدم وجود العازلة. أنا أعلم كاري فقط ستعمل تقشر مع صديقتها ومجرد ترك لي هناك وحدها معه.
    Termitin yoğun ısısı nedeniyle kablolardaki yalıtım malzemeleri kömürleşmiş. Open Subtitles التعرض للحرارة الشديدة للثيرميت سبب للمادة العازلة في الأسلاك أن تتفحم.
    Ve sonra boynuzun içindeki beyaz yalıtkan maddeyi temizledik. Open Subtitles وبعد ذالك نظفنا كل المادة البيضاء العازلة من داخل القرن
    Boş yatak odası, dört yıldızlı yatak, ses geçirmeyen duvarlar... Open Subtitles سرير المستشفي الفارغ، وقيود الأربعة، والجدران المطاطية العازلة للصوت.
    Bu üç parçalı temel sisteminin anahtar bileşenlerinden biri orta tampon dediğimiz bir şey. Open Subtitles واحدة من المكونات الرئيسية لهذا النظام أساسا من ثلاثة أجزاء شيء نسميه المتوسطة العازلة.
    Bu orta tampon sıvı olabilir, gaz olabilir... Open Subtitles وتلك الوسيلة العازلة يمكن أن يكون السائل، ويمكن أن يكون الغاز،
    Bulunduğumuz ve gitmek istediğimiz yerler arasındaki tampon bölge gibi, tek farkı boyutlararası uzayda olması. Open Subtitles لتحقيق أحداثيات وجهتنا الاصلية مثل المنطقة العازلة بين أين كنا وأين من المفترض ان نذهب
    Panama Kanalı etrafındaki tampon bölgeyi görüyorsunuz. TED ترون المنطقة العازلة حول قناة بنما
    Senin yıllardır bir tampon bölgen oldu zaten. Open Subtitles كان عندكَ منطقتكَ العازلة لسنوات عديدة.
    Maktulün ciğerlerinde fiberglas yalıtım malzemesi buldum. Open Subtitles حسنا، لقد وجدت آثار من الألياف الزجاجية العازلة في الرئتين الضحية.
    yalıtım malzemesi ısı izimizi saklıyor. Open Subtitles فالمادة العازلة تخفى أثر الحرارة.
    yalıtkan giysiler onları buzun altında sadece 60 dakika hayatta tutacak. Open Subtitles ستبقيهم البزّات العازلة أحياءً تحت الجليد لستين دقيقة فحسب
    yalıtkan giysiler onları buzun altında sadece 60 dakika hayatta tutacak. Open Subtitles ستبقيهم البزّات العازلة أحياءً تحت الجليد لستين دقيقة فحسب
    Ofisimde ses geçirmeyen, kulaklıklarımla olacağım. Open Subtitles لستُ بخير. سأكون في مكتبي مع سماعاتي العازلة للضجيج.
    Annemden istediğim ses geçirmeyen kulaklıkları getirdin mi? Open Subtitles جلبت تلك السماعات العازلة للضجيج التي طلبتها من أمي؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus