Seninle evlenmek hayatımda yaptığım en mantıklı işti. | Open Subtitles | الزواج منكِ هو الشيء الوحيد العاقل الذي فعلته في حياتي على الإطلاق |
Bu evde her zaman mantıklı olan sendin. | Open Subtitles | أنتي كنتي دائما العاقل الوحيد في هذا المنزل |
Anlaşılan o ki, mantıklı bir insan bile sırf senin merakını tatmin etmek için isteği dışında komaya sokulmayı kabul ediyor. | Open Subtitles | و الشخص العاقل يمكنه بالطبع الموافقة على أن يكون في غيبوبة لكي يرضي فضولك |
Ve Homo sapiens (akıllı insan), milyonlarca yıl boyunca, hayatta kalmak için yeteneklerini geliştiren organizmalarla dolu olan çok geniş bir Yaşam Ağacı'nın küçük bir yaprağı. | TED | والإنسان العاقل كورقة صغيرة من أوراق شجرة الحياة الكثيفة ، والتي هي مليئة بكائنات تكافح لكي تبقى خلال ملايين السنين. |
Ve akıllı bir adamın onu yağmurdan çıkaracak kadar zekası vardır. | Open Subtitles | أجل، والشخص العاقل لديه وعى كافى ليبقى بعيداً عن المطر |
Gözümü açtığımdan beri etrafımdaki tek aklı başında insan sendin. | Open Subtitles | لأنك الشخص العاقل الوحيد الذى إجتمعت به منذ أن إستيقظت |
Nesnel gerçeklik değillerdir. Homo sapiens olmanın biyolojik etkisi değillerdir. | TED | فهي ليست حقائق موضوعية؛ وهي ليست تأثيراً عضوياً ما على الإنسان العاقل |
Onun yerine tek mantıklı şeyi yaptım ve tüm kıyafetlerimden kurtuldum. | Open Subtitles | بدلا من ذلك.قمت بالتصرف العاقل الوحيد تخليت عن كل ملابسي |
mantıklı bir insanın uygunsuz olarak varsaydığı bütün davranışlar. | Open Subtitles | أي سلوك قد يصفه الإنسان العاقل كغير ملائم |
Ve genelde mantıklı davranan babam da şu an ne yapacağını şaşırdı. | Open Subtitles | ووالدي، الذي يفترض أنه العاقل بيننا يتصرف كأنه يشعر بالذعر الآن أيضًا، لذا هلا إنتهينا من هذا سريعًا؟ |
Bu savaşa verilen mantıklı bir tepki. | TED | ذلك هو التجاوب العاقل مع الحرب. |
Belki sana enzim verildi, belki Ford yalan söyledi, çünkü hiçbir mantıklı insan bunun iyi bir plan olduğunu düşünmez. | Open Subtitles | -ربّما تتعاطى الأنزيم ربّما كذب (فورد) لأنّ الإنسان العاقل لا يعتبرها خطة جيّدة |
mantıklı biri bunu işaret olarak algılar. | Open Subtitles | الشخص العاقل سيعتبر هذه إشارة |
Hangi akıllı sahile ayıları getirir ki? | Open Subtitles | مَنْ العاقل الذي سيحضر دببة إلى الشاطيء؟ |
Bu davada çalışan en akıllı insan benim ve bu zamanımı daha değerli yapar. | Open Subtitles | أنا الشخص العاقل الوحيد الذي يعمل على هذه القضية وهذا يجعل وقتي أغلى بكثير |
Masum numaralarına kanmayan tek akıllı ben miyim? | Open Subtitles | أنا العاقل الوحيد الذي يرّ من خلال أعين هذا الجرو؟ |
İnsanların kendisini aptal olarak görmelerine izin verecek kadar akıllı büyük bir adama daima iş vardır. | Open Subtitles | لطالما كان هناك عملًا ،للرجل العاقل بما يكفي ليعرف أنه من الأفضل أن تترك الناس تظنّك أحمقًا |
Milletin kendisini aptal sanmasına izin verecek kadar akıllı bir büyük adam için her zaman iş vardır. | Open Subtitles | لطالما كان هناك عملًا ،للرجل العاقل بما يكفي ليعرف أنه من الأفضل أن تترك الناس تظنّك أحمقًا |
Bu böyle korkunç bir şekilde algılanabiliyorsa... kesinlikle çıldırmış bir dünyadaki tek akıllı adamım. | Open Subtitles | اذا كان هذا فظيعا للغايه فانا الانسان العاقل الوحيد بعالم المجنون! |
Vücudumun en aklı başında kısmı elim. Diğer her yerim uçurumdan atlamak istiyor. | Open Subtitles | يدى هى الجزء الوحيد العاقل فى جسمى ،باقى الأجزاء تريد أن تنتحر |
Çünkü sen uyandığımdan beri tanıştığım tek aklı başında insansın. | Open Subtitles | ...بسبب أنت الشخصَ العاقل الوحيد الذى قابلته منذ أن إستيقظت |