Bu, aydaki yansıtıcı sistemini gösteren fotoğraflardan biri. | Open Subtitles | هذه إحدى الصور التي تُوضّح هذه الحزمة العاكسة. |
yansıtıcı yüzeyleri olan yerleri körleştirmeniz gerekecektir... | Open Subtitles | عليك أن تجعل جميع السطوح العاكسة غير واضحة |
Bilinç, hayvansal dürtülere daha az odaklanan bir hale gelirse ve üst çakraları yansıtıcı nesnelerle çevrili olursa, | Open Subtitles | لذا فعندما يصبح الوعي أقل تركيزا على الاندفاع الحيواني ويتوجه إلى الأمور العاكسة للشاكرات, |
Ve bu yanlızca itfaiyecilerin parlak üniformalarında kullanılır. | Open Subtitles | وتستعمل حصرياً في الزخارف العاكسة في بدلات الإطفائيين |
Endüstriyel elmaslar olabilir. Peki parlak sarı parçalar? | Open Subtitles | ربما تكون ألماس صناعي - والقطع العاكسة الصفراء - |
Kameralar Doğu Alman polisinin ellerindeki yansıtmalı aynalarla taciz ediliyor. | Open Subtitles | يتعرض الصحفيون للمضايقات من قبل المرايا العاكسة بواسطة الشرطة الشرقية |
Ayrıca geri yansıtmalı giysileri araştırmaya da devam ediyorum. -Angell şikâyet formlarından birkaçını topladı. | Open Subtitles | أيضاً أبحث في مصدر الثياب العاكسة التبادلية |
Tamam, uçağın yansıtıcı panellerini büyüteç camıma doğru çevireceğiz. | Open Subtitles | حسنا، نحن نهدف الألواح العاكسة الطائرة في العدسة المكبرة بلدي. |
Aynı oranda yansıtıcı panellerin testten sonra ileride kullanılmak için saklanmış olabilir. | Open Subtitles | الأرجح و على قدم المساواة الألواح العاكسة |
Camın yansıtıcı yüzeyleri beyaz ışığın dalga boylarını ayrıştırıyor... böylece içine baktığın zaman... | Open Subtitles | الأوجه العاكسة على البللورة هل ترينها ؟ أنها تحلل الضوء لكل درجاته ... لذا لو نظرت داخلها ستشاهدين |
Ve mümkün olduğu kadar yansıtıcı bir yüzey kullanmaya çalışacaksın | Open Subtitles | ويمكنك استخدام الاشياء العاكسة |
Odadaki yansıtıcı bütün yüzeyleri belirledim. | Open Subtitles | إذا عزلت كل السطوح العاكسة في الغرفة |
Çok akıllıca. yansıtıcı yüzey. Ne... | Open Subtitles | انها مفيدة الاشياء العاكسة .. |
Yine de, Neil Armstrong tarafından Ay'a bırakılan Geri yansıtıcı'nın parlak bir objeyi nitelediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | على الرغم من أن الأداة العاكسة التي تركها نيل آرمسترونغ) على القمر) يمكن اعتبارها قطعة لامعة |
Daha ilginç olansa parlak sarı parçacıklar. | Open Subtitles | الأكثر عجباً هو القطع العاكسة الصفراء |
Gördüğün gibi, tanecikler parlak tanecikler alt zemine özel polimer bir katman... vasıtasıyla tutturulmuşlar. | Open Subtitles | كما ترين القطع على العدسات الفسفورية العاكسة مترابطة بداعم " آراميدي " بطبقة بوليمر " خاصة " |