Buna alışmam uzun zaman aldı ama Dünyayı olduğu gibi kabul ediyorsun. | Open Subtitles | أجل، أخذ مني أيضاً بعض الوقت كي أستوعب الأوضاع ولكنك ترين العالم على حقيقته .. |
Böylece zombilerin seni görmeye şartladığı bir dünyanın aksine ben Dünyayı olduğu gibi görebiliyorum. | Open Subtitles | بهذه الطريقة, أستطيع أن أرى العالم على حقيقته. بخلاف الطريقة التي كيفك الأحياء الأموات على رؤيته بها. |
Bu Dünyayı olduğu gibi gören tek kişi o. | Open Subtitles | الوحيد الذي يرى العالم على حقيقته. |
Miranda'dan erken çıktım, biraz uyudum ve günün ortasında bütün hayaletlerim kaybolmuş gibi geldi ve Dünyayı olduğu gibi gördüm. | Open Subtitles | تركت بيت (ميراندا) مبكراً نمت قليلاً و في الصباح شعرت أن أشباحي كلها اختفت و رأيت العالم على حقيقته |
Belki gözlerim kapalı doğmuş olabilirim ama artık dünyayı tamamen görüyorum. | Open Subtitles | ربما أكون قد ولدت وعيناي مغلقتان ولكني الان أرى العالم على حقيقته |
Dünyayı olduğu gibi görüyorum. | Open Subtitles | أنا أرى العالم على حقيقته |
Dünyayı olduğu gibi kabul etmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن ترى العالم على حقيقته |
Dünyayı olduğu gibi gördük görüyorsun Shakespeare doğru söylemişti. | Open Subtitles | رأينا العالم على حقيقته أترى, لقد كان (شكسبير) محقاً |