yüksek platolarda mevsimlerin değiştiğini gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ الفصولَ تَتغيّرُ عبر الهضابِ العاليةِ. |
yüksek binalar, saat kulesi Shimla'nın saat kulesinden bile yüksek. | Open Subtitles | العمارات العاليةِ وبيج بنِّ انها أكبر بكثير مِنْ برجِ ساعةِ شيملا |
Sonra da yüksek kontrastlı slaytlara aktardım. | Open Subtitles | طَبعتُ في فلمِ المقلاةِ التقنيِ وحوّلَ في شرائحِ المقارنةِ العاليةِ. |
Bu yüksek hızdaki hava akrobatları, göklerde hırsızlık konusunda uzmandırlar. | Open Subtitles | هذه بهلواناتِ السرعةِ العاليةِ الجويِة خبراءَ في السرقةِ الجويةِ. |
Olay yüksek karttan düşük karta oranı takip etmekle alakalı. | Open Subtitles | فقط حافظوا على نسبةَ البطاقاتِ العاليةِ إلى البطاقاتِ المنخفضةِ. |
Ruanda yüksek Suçlar Mahkemesi'nden gelen ifade. | Open Subtitles | هذهمِنْالشهادةِأعطتْ إلىاللجنةِالروانديةِ على الجرائمِ العاليةِ. |
Eğer bu şirketler koyduğun yüksek vergi ve cezaları ödeyemeyip rekabet edemez hale gelirse. | Open Subtitles | بسبب ضرائبكَ العاليةِ وعقوبات عدمِ إلتزام. |
Her iki ceset de hala yüksek seviyelerde elektrostatik boşalma gösteriyor. | Open Subtitles | كلتا الجثث ما زالَتْ تَرْدُّ إلى التعرّضِ إلى المستويات العاليةِ تهمةِ مستقرّة الكهربائيةِ. أيّ جروح خارجية أَو حروق سطحيّة؟ |
Kimsenin, beni dinle, hiç kimsenin senin yüksek ahlaki değerlerine erişemeyeceğinden o kadar eminsin ki, herkesi bağışlıyorsun. | Open Subtitles | عِنْدَكَ هذا الإنطباع المُدرك أن لا أحدِ , يستمع، أن لا أحدِ لا يَستطيعُ أن يصل الى مراده. بنفس المعاييرِ الأخلاقيةِ العاليةِ مثلك، لذا أنت تبرئيهم. |
Atış yüzünden yüksek hızla çarpmışa benziyor. | Open Subtitles | تُشاهدُ مثل السرعةِ العاليةِ مِنْ a طلق ناري. |
yüksek mevkilerde yolsuzluk kol geziyor. | Open Subtitles | فساد في الأماكنِ العاليةِ. |
Yunan yetkililer onun verdiği bilgiyle iki yüksek rütbeli PK üyesini yakaladı. | Open Subtitles | ( والخطط التي خططوها مسبقاً ) وإستناداً إلى معلوماته المدلاةُ بها... فقد تمكنت السلطاتُ اليونانيّةُ من إلقاءِ القبضِ على "٢" من ذواتِ الرتبةِ العاليةِ في المنظمة |