"العجائز" - Traduction Arabe en Turc

• yaşlı
• Yaşlılar
• yaşlıları
• ihtiyar
• eski
• yaşlıların
• ihtiyarlar
• yaşlılarla
• yaşlılara
• ihtiyarları
• yaşlılardan
• ihtiyarlarla
• bunak

Bu yaşlı adamların hepsi bizim. Afrikada savaşı yaratan kişiler.
لأن لدينا أؤلئك الرجال العجائز الذين يصنعون الحروب في أفريقيا.

Kasabadaki yaşlı kadınlar haç çıkardılar ve çılgınca şeyler fısıldadılar, garip şeyler söylediler.
النساء العجائز في البلدة عبرن بأنفسهن وهمسن بأشياء مجنونة مثل هذه الأشياء الغريبة

Bu grup, yaşlı kadınların emekli maaşlarını çarçur etmeye çalışmıyor.
هذا الطاقم لا يقوم بخداع العجائز من أجل راتب التقاعد

O yaşlı bir adamdı. Yaşlılar ölmeye meyillidir, tecrübelerime göre.
لقد كان رجلا عجوزا والرجال العجائز عُرضة للموت, حسب خبرتى

Sonunda şu yaşlı kadınlar gibi olacaksın 45 tane kediyle, gaz kokan.
حقاً؟ الاَن سينتهي الأمر بك مثل النساء العجائز الذين يملكون هذا الوجه

yaşlı hatunlardan para araklamaya çalışan vaizci bir tip vardı..
احد رجال الدين المخادعين الذين ظننا انه يسرق من العجائز

Parlayan zırhının içindeki genç kral yaşlı asiye karşı başkenti savunmak için savaşıyor.
الملك الفتي في درعه اللامع يقاتل للدفاع عن العاصمة ضد الثوار العجائز الضعفاء.

- Başkan, el sıkışmaları ve yaşlı kadınlara gülümsenmesini istiyor.
يُريدُ الرئيس الأيدي مهزوزة والنساء العجائز إبتسمنَ ابتسامةً عريضة عليها

Deri koltuklarında oturup dünyayı yöneten beyaz yaşlı adamlar, olabilir.
العجائز الكِبار , ربما يجلسون على مقاعد جلدية يحكمون العالم

Çatışma sonrası durumlarda, durumun tekrar çatışmaya yönelmesinin sebebi yaşlı kadınlar öfkeli olduğu için değildir.
في حالات مابعد الحرب بسبب أنهم عادةً يرجعون الى الحرب ليس بسبب غضب النساء العجائز

Genç kızlar ve yaşlı kadınlar konusunda oldukça şanslıdır.
انه يحقق دائما نجاحا عظيما مع الفتيات الصغيرات والنساء العجائز

Tüm erkeklerden: yaşlı erkeklerden, genç erkeklerden gül suyu kullanan genç ve yakışıklı erkeklerden ve aşağılık özel detektiflerden!
كل الرجال: العجائز و الشباب الشباب الوسيمون الذين يستخدمون الورود

Burada olduğun ve yaşlı erkeklerden bıktığım için öyle yaptım.
هذا بسبب وجودك هنا و لأننى سئمت الرجال العجائز

Artık Yaşlılar kullanıyor.
إنه لا يستخدم الآن فقط يستخدم من قبل العجائز

Taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar Prensim.
إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير

Alabilmek için gazete bayiindeki ihtiyar adamlardan birine vermek zorunda kaldım.
توجب على الذهاب لآخر الطريق لأحد أكشاك صحف العجائز للحصول عليها

Ne istiyorsunuz, sizi iğrenç suratlı eski çöp torbaları?
ما الذي تريده يا أيها الحثالة العجائز ذوي الوجوه الموشومة؟

- Bencillik yaşlıların tekelinde değildir, sizi temin ederim, tatlım.
الأنانية ليست حكرا على العجائز يمكننى ان اؤكد لك هذا

Acımasız ihtiyarlar kafa sallayıp parmakla göstererek ona daha da fazla acı çektirmeye çalışıyordu.
بالإضافة لهمس العجائز القساة . والتي تزيد من معاناتها

Neden bizim zamanımızı bu yaşlılarla harcatıyorsun?
لماذا نضيع وقتنا مع هؤلاء العجائز , على اية حال

Devletin yaşlılara karşı olan tutumu, hapishanedekiler ya da dışarıdakiler fark etmez, hızlı bir şekilde ölmeleri.
موقف الولاية تجاه العجائز سواء من هم خارج السجن أو داخله هي عجل بموتك

Sakin ol, ihtiyar. Diğer ihtiyarları uyandıracaksın.
أخفض صوتك أيها العجوز سوف توقظ العجائز الآخرين.

Annesi yaşlılardan biriymiş.
و كانت أمه واحدة من هؤلاء العجائز

82 yaşındayım. Diğer ihtiyarlarla kanasta oynuyor olmam gerekirdi.
سني 82 عام و يفترض أن ألعب الكنستة مع السيدات العجائز

Birlik'de, bazı bunak yaşlıların olduğunu biliyorum fakat Ryoma'nın kılıcını o sidikliye çekmesini de beklemiyordum.
علمت بوجود بعض العجائز المجانين في الجمعيه لكنّي لم أتوقّع من ريوما أن يستلّ سيفه على ذلك الشخص