"العذاب" - Traduction Arabe en Turc

    • işkence
        
    • acı
        
    • Araf
        
    • ızdırap
        
    • ıstırap
        
    • eziyet
        
    • işkenceden
        
    • azap
        
    • acılar
        
    • işkenceye
        
    • ıstıraptan
        
    • eziyeti
        
    • işkenceyi
        
    • acıyı
        
    • işkenceler
        
    Yiyecekle dolu bir kızağı sürüklerken, günbegün kendinizi açlık noktasına getirerek bitkin düşürmek mükemmel bir işkence şekli. TED و هو نوع فريد من العذاب ان تنهك نفسك الى حد التضور من الجوع يوماً بعد يوم بينما نقوم بسحب مزلجة مليئة بالطعام
    İşkence iyiydi. İyi işkence değil miydi? TED و لكن العذاب كان جيدا، ألم يكن تعذيبا جيدا؟
    acı içinde bir hasta ölünce Bir doktorun vicdanı der ki Open Subtitles عندما يموت المريض من العذاب عندها اطبائه كانوا يدّعون عليهم بالأكاذيب
    Kalbi, aklı ve vicdanı olmayan beş para etmez birinin bile... ihanete uğrayınca işkence derecesinde acı çektiğini anlarsınız. Open Subtitles -أتعرفين أن الانسان لا قيمة له بلا عقل أو قلب أو تورع -و يعانى الى درجة العذاب حين تخونه
    Hep beraber geçen seneki gibi Araf'a gideriz diyordum. Open Subtitles يمكن أن نذهب الى العذاب مثل مافعلنا السنه الماضيه
    Ne kadar güçlü olursa olsun, ızdırap tahmin edilemez şiddette olacaktır. Open Subtitles العذاب سيكون قاسي لا يهم كم هي قويه الاراده
    Bu işkence içindeyken nasıl çalışabilirim? Open Subtitles كيف أعود إلى العمل و أنا تحت هذا العذاب ؟
    "Canlıları öldürüp işkence etmekten hoşlanan... Open Subtitles الانسان هو الوحيد الذي بالنسبة له العذاب
    Bu mahkum, 3 gün boyunca çok yoğun bir acı ve şok yaşamıştır. Open Subtitles لقد عانى السجين ثلاثة أيام من العذاب النفسي العميق والصدمة
    İki insan, acı vermenin dışında uzun zamandır birbirini seviyor, önemsiyorsa daha fazlası olmalı. Open Subtitles أعني أنه هناك المزيد فيها حين يرعى اثنان بعضهما لفترة طويلة عدا العذاب
    Bak, Tanrı şahidimdir, ona birşey yaparsan, kılına zarar gelirse hayatımın geri kalanını senin acı çekmene adarım. Open Subtitles أنظر .. أقسم بالله لو فعلت به شيء إذا لمست شعرة واحدة من رأسه سأقضي ماتبقى من حياتي متأكدة أنك ستعذب أقصى العذاب
    Çekim, pazarlık etme, teslimiyet ikramiye, bardağı taşıran son damla Araf, yüzleşme, küsme! Open Subtitles الانجذاب ، المساومة ، الخضوع الفوائد ، نقطة التجريح العذاب ، المجابهة ، النتائج العرضية
    Abigail Araf'ta kalacak ve sen de Dünya'da seni gömdüğüm tahtadan tabutun içinde boğulacaksın. Open Subtitles ستبقى الوصيفة في العذاب وأنت ستقيد في صندوق خشبي من الصنوبر دفنتك فيه
    Ağrı duyusu tüm vücudunu aynı anda kaplayacak ta ki, ızdırap bir kelime ya da kavram olmanın ötesine geçip tüm gerçekliğin olasıya kadar. Open Subtitles كل مستشعر للألم في جسدك يلتهب في نفس الوقت حتى يكون العذاب ليس مجرد مصطلح أو مفهوم سيكون واقعك
    O enfes ıstırap içinde ölümle yüzleşmek, cesaretin son noktasıdır. Open Subtitles مقاومة الموت ، هو تظهر الشجاعة المطلقة. انها لذيذة العذاب.
    Kötülük dışarıda pusuya yatmışken ben burada uyuyamıyor, eziyet çekiyorum. Open Subtitles ها أنا ذا, أستلقي في العذاب بينما هناك في الخارج يقطن الأشرار
    Çektiğimiz birçok işkenceden ve iki yıllık hazırlıktan sonra, ona doğru yüzdüğümüzde bu bizi davet eden yaşam alanı yeni bir yuva gibiydi. TED حين سبحنا نحوها بعد كثير من العذاب وسنتان من التحضير، هذا المقر كان ينتظر قدومنا بدا كبيتنا الجديد.
    Bir gün için yeterince azap, hüzün ve kişisel gelişim oldu. Open Subtitles كان هناك ما يكفي من العذاب والكآبة والنمو بالشخصيّة ليوم واحد
    Her zaman aynı şekilde bittiğini gördüm, acılar ve ölülerle... iyi olan bir şey yok. Open Subtitles كل مرة تنتهى بنفس الطريقة العذاب و الموتى بلا فائدة منها
    Böyle bir işkenceye... değecek olan ne gibi bir sebebin var? Open Subtitles و ما السبب فى رأيك الذى يستحق كل هذا العذاب ؟
    Doğum sancısı başladığı gece saatler süren ıstıraptan sonra sonunda doğurdu. Open Subtitles في ليلة خاضت آلام الولادة بعد ساعات من العذاب ولدت أخيراً.
    Onlar, kısa ve değerli hayatlarını boşa harcadıkları için eziyeti hak ediyorlar. Open Subtitles إنهم يستحقون العذاب لإضاعتهم حياتهم القيمة على لا شيء
    Çektiğin bu işkenceyi rahatlatmak için, yapabileceğim bir şey olsaydı keşke. Open Subtitles .. لو كان هناك طريقة يمكننى بها أن أخفّف عنك هذا العذاب.. الذي تمرّ به
    Bakış açısı, bizim içimizde oynadığımız bir simyadır, acıyı çiçeğe dönüştürmek. TED المنظور, هذا النوع من الكيمياء نحن البشر نستطيع أن نلعب فيها أن نحول العذاب إلى وردة
    ...ardından işkenceler tekrar başladı. Open Subtitles يستلقون قليلاً ريثما يبدأ العذاب مرةً أخرى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus