Kara Ejder Nehri, Çin'deki en küçük etnik gruplardan birinin evidir. | Open Subtitles | إنّ نهر التنين الأسود موطن احد المجموعات العرقية الأصغر في الصين. |
İnsanlar; kimlikleri, milliyetleri, etnik kökenleri sayesinde seviliyor, onlara ayrıcalık tanınıyor. | TED | اناس اصبحوا محبوبين و مميزين بسبب هوياتهم جنسياتهم ، و طائفتهم العرقية |
Medyada fazla yer bulamadı çünkü saldırgan da kurban da aynı ırk grubundandı. | Open Subtitles | ولم تحضى بإهتمام إعلامي لأن الجاني و الضحية ينتميان إلى نفس الفئة العرقية |
Bu yüzden, yüzlerce hikâyemizi ırk bilgisi ders kitabı olarak yayınlamaya karar verdik ki kalbimiz ve zihnimiz arasında köprü kurabilelim. | TED | لذلك لوجود المئات من القصص معنا، قررنا أن ننشر كتاب لمحو الأمية العرقية لإصلاح تلك الفجوة التي بين قلوبنا وعقولنا. |
Almanların Slavlara karşı olan ırkçı savaşı zirveye vurmuştu. | Open Subtitles | اقتربت الحرب العرقية بين التيتون والسلاف أن تصل لذروتها |
Gözenek ve ter bezlerini tekrar üretmek arzusundayız. Just surface details. | Open Subtitles | نريد فقط أن نعيد إنتاج المسامات و الغدد العرقية الخاصة بك |
Çevre bir kutuda, eşitsizlik bir diğerinde, ırksal ve cinsiyet adaleti başka bir çift kutuda, eğitim şurada, sağlık burada. | TED | فالبيئة في قالب، وعدم المساواة في قالب، والعدالة العرقية والجنسانية في قالبين آخرين، والتعليم هنا، والصحة هناك. |
Ayrıca, bu olay fiziksel engelli ve görme engelli olmanın şu yada bu biçimde nasıl etnik, sosyal, ırksal ve ekonomik ön yargıları ortadan kaldırdığını gösteriyor. | TED | ويوضح أيضا كيف أن الإعاقة والعمى نوع من ال عبر العرقية والاجتماعية، الخطوط العرقية والاقتصادية. |
Bazılarınız kozmopolit olabilir etnik ve milliyetin ahlaki egemenlik taşımaması gerektiğini düşünebilir. | TED | بعض منكم قد يكون عالميا بحيث تعتقدون أن العرقية والوطنية يجب أن لا تحمل تأثيرا أخلاقيا. |
etnik yemekler yemek duyulmamış bir şeydi, kendiniz etnik değilseniz. | TED | الوجبات العرقية لم يُسمع بها إلا إذا كنت عرقياً. |
Doğa sağlıklı organizmalar peşindedir, ve o çok değerli etnik özellikleriniz bu amaç için feda edilebilir. | TED | الطبيعة تهتم فقط بالكائنات الحية الصحية، وميزاتك العرقية الثمينة قابلة للاستهلاك لهذا الهدف. |
"Bayan Barone lütfen çocuklarınızı etnik yiyeceklerden çıkarır mısınız ?" | Open Subtitles | سيدة بارون هلا ابعدت اولادك عن الاطعمة العرقية ؟ |
Demek istediğim, siz kültürümüzü oluşturan etnik yapıyı ortadan kaldırıyorsunuz. | Open Subtitles | نقطتي بأنّك تُبيدُ الخصائصَ الطبيعيةَ الذي يَختلقُ الإنتماءات العرقية في ثقافتِنا. |
Gerçek şu ki, ırkçılık Birleşik Devletler'deki bazı ırk gruplarını sistematik olarak dezavantajlı duruma getiren gerçekten hileli bir sistem üretiyor. | TED | الحقيقة هي، أن التمييز العنصري يُنتج نظامًا فاسدًا يُطبق الحرمان المنهجي على بعض الفئات العرقية في الولايات المتحدة. |
1964 ırk cephesinde büyük patlamanın yılı olarak görüldüğü için, ...bu sabah düzenlediğim basın toplantısındaki amacım. | Open Subtitles | لآن عام 1964 ينذر بأنه عام .. إنفجار و حرب على الجبهة العرقية |
Dünyanın ilk karışık ırk porno filminde oynadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يَقُولونَ هي مثلت في الحلقة الأولى في العالم العرقية. |
Kilisenin ırk eşitliği konusunda kesin bir tutumu var. | Open Subtitles | الكنيسة تسلك سلوكاً متحرراً للغاية تجاه المساواة العرقية |
Bazı beyazlar ırkçı nefretin etkisinde oldukça kalmışlardır. | Open Subtitles | هذا صحيح, الكثير من البيض مصابين بمرض الكراهية العرقية |
Bu ifadenizdeki ırkçı söylemlere içerledim komiserim. | Open Subtitles | أنّي أشعر بالأستياء حيال الملاحظة العرقية هنا، أيها الرقيب. |
Bay Igoe kapsülü bir gözyaşı veya ter kanalından dışarı çıkaracak. | Open Subtitles | السّيد ايجوي سَيَقُودُ المركبة للخارج، خلال قناة الأنف أَو الغدة العرقية. |
Yapışkan bir sıkılaştırıcı ter bezlerini büzecek. | Open Subtitles | قوة اللاصق المستخدم سيُقلّص عدد الغدد العرقية |
Başkan Obama bu ülkede ırkçılıkla ilgili bir münazara sözü verdi. | Open Subtitles | إن الرئيس أوباما قد وعد بمناقشة القضايا العرقية في هذا البلد |
Ve şimdi ırklarla alâkalı az bilinen klişelerden bahsedelim. | Open Subtitles | والآن حان وقت للأنماط العرقية الشائعة المعروفة |