Ya da gelinin yazılımcısı olarak her şey benim için çok hızlı gelişti. | Open Subtitles | حَسناً، المبرمج العروسِ... كُلّ شيء حَادِث فقط سريع جداً لي. |
Joe Mulligan, gelinin babası. | Open Subtitles | جو موليقن أبّ العروسِ |
Ama gelinin babası olarak... | Open Subtitles | فقط a ماكنة إلى هؤلاء الناسِ. كأبّ العروسِ... |
Dolayısıyla gelinle yarışan süslü yapraklar olmayacak. | Open Subtitles | لَنْ يكون هناك خضرة مبهرجة تَنَافُس مع العروسِ. |
Görünüşe göre Castle'ın gelinle bir geçmişi var. | Open Subtitles | على ما يبدو (كاسل) لديه تاريخ حافل مَع العروسِ |
gelinle konuş. | Open Subtitles | تكلّمْ مع العروسِ. |
Laurie Hill, baş nedime, gelinin arkadaşı. | Open Subtitles | لوري هيل) ، جارية الشرف) صديقة العروسِ |
gelinin annesi. | Open Subtitles | أم العروسِ |