engelleri ve diğer şeyleri aşabilmeleri için uzun bacaklara sahipler. Ve tüm bunlar kesin olarak | TED | ولديها أرجل طويلة من اجل تجاوز العقبات ومرة اخرى هذه مستسقاة بدقة |
Şu anda, zor zamanlarda yolumuzun üstündeki engelleri biliyoruz. | TED | فإننا نعرف العقبات التي هي في طريقنا الآن في الأوقات الصعبة |
- Çünkü Senatör engeller sadece onları ortadan kaldırana kadar engeldir. | Open Subtitles | لأن يا حضرة السيناتور، العقبات مُجرّد عقبات حتى تُزيحهم عن طريقك. |
Tüm engeller Tanrının testidir ve kendimizi feda etmeye hazırız. | Open Subtitles | جميع العقبات امتحان من الاله ونحن على استعداد للتّضحية بأنفسنا |
Şüpheli varili buraya getirmek için pek çok engel aşmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الجاني تغلَّب على الكثير من العقبات ليوصل البرميل هنا |
Çünkü aşka hazır olmak için kendi içindeki engellerin üstesinden gelmelisin. | Open Subtitles | لأنكِ إن كنتِ تريدين الحب، فيجب أن تتغلّبي على العقبات بنفسكِ |
Ve üç: Kontrol edebileceğiniz kısım. Yaptığınız seçimler, aldığınız riskler, ayrıca engellere ve yenilgilere nasıl cevap verdiğiniz, bunları nasıl yorumladığınız. | TED | والثالثة: المنطقة التي تفرض سيطرتك عليها، والاختيارات التي تتخذها، والمخاطر التي تنفذها. وطريقة تفكيرك في التحديات و العقبات وردة فعلك تجاهها. |
Akıllı teknolojiye sahip ve kameralı; lidar ve radar, yani beklenmeyen engelleri tespit edip önlem alabilir. | TED | إنها ذكيّة، مجهّزة بكاميرات ورادار ضوئي ورادار. مما يمكّنها من الكشف عن العقبات غير المتوقّعة وتجنّبها. |
İzci yola çıkar, etrafı haritalandırır, potansiyel engelleri belirler. | TED | الكشاف هو الشخص الذي يخرج يرسم خرائط المنطقة، يحدد العقبات المحتملة. |
Her zaman bu engelleri aşacağınızı söyleyemem ama denemezseniz ne olacağını asla bilemezsiniz. | TED | لا أستطيع القول أنكم ستتغلبون دومًا على تلك العقبات. ولكني سأخبركم، ستُدانون إن لم تحاولوا ذلك. |
Başarısızlığı kendime mâl edip engelleri aşamadığım için derin utanç hissetme sürecinden yıllarca geçtim de durdum. | TED | مررت بهذا الإجراء لسنوات من الاقتناع بأن الفشل كان بسببي، ثم بالشعور بالعار بسبب عدم كوني قادرة على تخطي العقبات. |
İrademiz ve hayal gücümüz bizi engeller arasından geçiren yeni rotalar çizmemizi sağlayan bir yol göstericimizdir. | TED | إن قوة الإرادة والخيال لدينا يرشدوننا إلى النور، ويساعدوننا على رسم مسارات جديدة وتحدي العقبات. |
Meğer problem engeller değilmiş. | TED | حسناً، لقد تبين أن العقبات ليست المشكل. |
Ancak en zorlu engeller teknik olanlardı. | TED | ولكن بعض أصعب العقبات كانت تلك التقنية. |
Robotik şirketi olarak sisteme bazı engel kaldırıcılar ekledik. | TED | ولكوننا شركة روبوتات، أضفنا خاصية تجنب العقبات للنظام. |
Karşısındaki engel her ne olursa olsun, yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, dinlenmeyecek tek bir kişi vardı: | Open Subtitles | مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة كان هناك رجل واحد لن يرتاح |
Karşısındaki engel ne olursa olsun... Yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, Duraksamayacak tek bir kişi var: | Open Subtitles | مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة |
Bu engellerin olumsuz yanlarını yok saydığımı kastetmiyorum. | TED | هذا لا يعني أنني أتجاهل الجوانب السلبية المتعلقة بهذه العقبات. |
Ardından bu harita robotun engellerin nerede olduğunu anlamasını ve çarpmayacak şekilde gitmesini sağlar. | TED | وهذه الخريطة تسمح للروبوت بتحديد مكان العقبات و التنقل بنمط خالي من التصادم. |
Sadece en iyileri, mutluluk arayışında tüm engellere göğüs germiştir. | Open Subtitles | أفضل الناس فقط ، هم من يحاربون ضدّ كلّ العقبات بحثاً عن السعادة |
Ancak, şimdi de eğitim programına kabul edilmek için engelli pistini tamamlamanız gerek. | Open Subtitles | ومع هذا , عليكم الاَن أن تتجاوزوا إختبار العقبات كي يتم القبول بكم في برنامج التدريب |
Ve buraya kadar, bu kadınlar birçok engeli kaldırdılar. | TED | وبعد أن حققوا ذلك، قاموا بإزالة الكثير من العقبات. |
ve umursadıklarını. Ancak, dediğim gibi, yolumuza konmuş engellerle dolu bir çevrede yaşıyoruz. | TED | وهم فعلاُ يهمتمون ولكن كما اسلفت .. نحن نعيش في بيئة حيث يوجد الكثير من العقبات في دربنا |
O aksilikler, bizi daha da güçlü kıldı ve bizi parlak geleceğin patikasına sürükledi. | Open Subtitles | هذه العقبات جعلتنا أقوى ووضعتنا على الطريق لمستقبل منير |
Yapay zekâ robot bacakları için bir tasarım buldu ve sonra onları, bu engelleri aşmak için nasıl kullanacağını çözdü. | TED | توصل الذكاء الاصطناعي لتصميم من أجل أرجل الروبوت من ثم اكتشف كيفية استخدامهم لتجاوز كل هذه العقبات. |
Ufak bir pürüz olduğunu biliyorum, ama halledebiliriz. | Open Subtitles | أنا أدري ان هناك بعض العقبات ولكن سنتخطاها |
Bunu başarmak için, çok sıkı çalışıyor ve önüne çıkan her engelin üstesinden geliyor. | Open Subtitles | انه يبذل جهده لكي يتخطى كل العقبات لكي يحقق حلمه |
Hayatı boyunca pek çok engelle karşılaşacak ve onları aşmayı öğrenmesi lazım. | Open Subtitles | سيكون أمامه العديد من العقبات.. وعليه أن يتعلم كيف يتعامل معها0 |
İntikamıma taş koyuyor bu. | Open Subtitles | إنهم يضعون العقبات لمعاقبتي |
Yine de bu zorlukları çocuklarımızın değil de ikimizin çekmesine minnettarım. | Open Subtitles | لكنيمازلتُ,شاكراًبأن هذه العقبات .. لنيعانيمنهاأبناؤنا فقط أنا وأنتِ . |