bilim insanları küçük, iki boyutlu objelerin çevresindeki ışınları yönlendiren metamalzemeler yaratmıştır. | TED | وتمكن العلماء من صنع مواد مركبة لتوجيه أشعة الضوء حول أجسام صغيرة ثنائية البعد. |
Ancak bilim insanları bu mutasyonu düzenleyip özel olarak geliştirdiler ve hastalara özel tedavide uyguladılar. | TED | وبالرغم من ذلك، تمكن العلماء من رسم خريطة طفرات هذا السرطان وإعطاء علاج محدد يستهدف أحد هذه الطفرات. [بعد العلاج] |
bilim insanları yıldızların nereden geldiklerini anladılar. | Open Subtitles | فهم العلماء من أين تأتي النجوم |
100 yıllık hüsranın sonunda, bilim adamları bu gizemi biraz aydınlatabildi. | TED | بعد 100عام من الإحباط، تمكن العلماء من تسليط القليل من الضوء على هذا الغموض. |
Onların fosil kemik ve kalıntıları sayesinde bilim adamları zamanda seyahat etmenin nasıl olabileceğini. resmedebiliyorlar. | Open Subtitles | مع متحجراتهم وبقايا عظامهم كدليل تمكن العلماء من بناء تصور عما سيكون عليه الأمر لو سافرنا بالزمن للماضي |
Ama bir bilim insanı fazladan materyalin nereden geldiğini sormalı. | TED | ولكن يجب أن نسأل العلماء من أين تأتي المواد الإضافية. |
Peki, bilimadamları bu veriler hakkında ne öğrenebilir? | TED | فكيف سيستفيد العلماء من تلك المعلومات ؟ |
Şimdiki hedefimiz bu işi dünya çapında ölçeklendirmek, her caddedeki hava kalitesi haritasını çıkarabilelim diye veri toplamak, eşşiz bir veri tabanı kurmak ki böylece bilim insanları kirliliği araştırabilir ve vatandaşları, sivil liderleri, politikacıları değişim için temiz hava politikalarını desteklemek için güçlendirebilir. | TED | إذًا هدفنا الآن هو توسيع نطاق هذا العمل حول العالم، جمع المعلومات من أشخاص كثر حتى ننشئ خريطةً لنوعية الهواء لكل شارع، إنشاء قاعدة بيانات لم يسبق لها مثيل حتى يتمكّن العلماء من دراسة التلوث، ولتشجيع المواطنين، قادة المجتمع المدني، منفّذي السياسات على دعم سياسات الهواء النقي من أجل التغيير. |
Temizlemeden önce bilim adamları çalışmalarını tamamlayana kadar beklerim. | Open Subtitles | يجب علي الإنتظار حتى ينهتي العلماء من عملهم حتى أتمكن من التنظيف |
Bir de bilim adamları için zeki derler! | Open Subtitles | يا رجل، كنت اعتقد ان العلماء من المفترض بهم ان يكونوا اذكياء |
Yıldız tozuyla kaplı yerde, gezegenin dört bir yanından gelen bilim adamları... dünyanın en büyük teleskopunu yarattılar. | Open Subtitles | محاطين بالغبار الكوني قام العلماء من كافة أرجاء الكوكب بانشاء أكبر تلسكوب في العالم |
Dünyanın her yerinden bedenimi incelemek için bilim adamları gelir en azından. | Open Subtitles | حسنا سيأتي العلماء من أنحاء العالم ليدرسونني |
Farklı alanlardan binlerce bilim insanı uzmanlıklarına telomer araştırmasını da ekledi ve bulgular hızlı arttı. | TED | الآلاف من العلماء من مختلف المجالات يفيدون بخبراتهم فيما يخص أبحاث التيلومير، وحصلنا على نتائج متنوعة. |
2019'da insanlık bir uyarı aldı: Dünyadaki öncü 30 bilim insanı üç yıllık küresel tarım çalışmasının sonuçlarını açıkladı: Et üretimi gezegeni yok ediyor ve küresel sağlığı tehlikeye sokuyor. | TED | استقبلت البشرية تحذيرًا في عام 2019: صرح بنشر النتائج 30 من العلماء من قادة العالم لدراسة مكثفة لثلاث سنوات عن الزراعة عالميا وأعلنت أن إنتاج اللحوم يدمر كوكبنا ويهدد الصحة العالمية. |
Fakat bilimadamları müzik dinleyenlerinkinden ziyade müzisyenlerin beyinlerini incelemeye döndüğünde, küçük havai fişekler dev bir şölene dönüştü. | TED | وعندما تحول العلماء من مراقبة أدمغة مستمعي الموسيقى إلى أدمغة الموسيقيين تحولت الألعاب النارية الصغيرة إلى حفلة صاخبة |
Düşünüyordum da, bilimadamları ölümsüz denizanalarını ölümsüz kılan şeyi bulup insanlara uygularlarsa belki daha uzun yaşayabiliriz. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا أفكر، إذا تمكن العلماء من معرفة ما الذي يجعل dohrnii Turritopsis الخالد وتطبيقه على البشر، |