Tıpta haber manşetleri ile konu edindikleri bilimsel araştırma arasında genelde bir tutarsızlık vardır. | TED | في الطب، لا يوجد في أغلب الأحيان صلة بين عناوين الأخبار وبين البحث العلمي الذي يطرحونه. |
Bugün sizlerle gazetelerdeki başlıkların yapılması için verilen bilimsel çabanın büyüklüğünden bahsedeceğim. | TED | أود أن أتحدث إليكم اليوم عن مستوى الجهد العلمي الذي يدخل في صناعة العناوين الرئيسية التي ترونها في الصحف. |
bilimsel kanıtlara göre, etkilendiği virüs aslında dünya dışıydı. | Open Subtitles | البرهان العلمي الذي الفيروس هي أصيب مع، في الحقيقة، أحد مخلوقات عليا. |
Yardımcım olarak dünyayı değiştirecek bilimsel girişimin merkezinde bulunacaksın. | Open Subtitles | وبصفتك مساعدي، يجب أن تكون قلب المشروع العلمي الذي سيغير العالم. |
O kadar büyük ki insanlar duygularla doğmadığımıza ve onların sonradan edinildiğine dair bilimsel kanıtlara karşı koyma arzusu hissediyorlar. | TED | هي في الحقيقة كبيرة جداً. لدرجة أنه وأحياناً يشعر الأشخاص بالحاجة لمقاومة الدليل العلمي الذي ينص على أن المشاعر نقوم بتشكيلها ولا تتشكّل من تلقاء نفسها. |
Devrimin ve köklü değişiklikler yaratacak bilimsel gelişmelerin eşiğinde bir dünya. | Open Subtitles | والتقدم العلمي الذي سيغير بعمق حياة الجميع لم تصل "رغبة المعرفة" إلى هذا الحد من قبل |
İhtiyacın olan bilimsel kanıtı buldum. | Open Subtitles | لقد جلبت لك الدليل العلمي الذي تريده |
Nuh Projesi elimizdeki en bilimsel proje. | Open Subtitles | تجربة "نوح" هو الخيار العلمي الذي لدينا حاليًا |
Bence sorun tamamlama ve dağıtmada; çünkü Edge'nin sorusunun açıklamasında diyordu ki, "Nasıl oyunun kurallarını değiştirecek fikirler ve bilimsel gelişmeler görmeyi beklersiniz?" | TED | أعتقد أنها مشكلة في إيصال وإتمام المعلومة ، لأن الإستبيان يقول: "ماهي الأفكار التي قد تغير قواعد اللعبة أوالتقدم العلمي الذي تتوقع أن تراه خلال حياتك ؟" |
Ben "geri tepme" denen bilimsel terime inanırım. | Open Subtitles | بن) انظر, انا اصدق المصطلح العلمي الذي يقول) "ردة فعل مباشرة" |