"العنف في" - Traduction Arabe en Turc

    • şiddet
        
    • ACE'
        
    • şiddete
        
    • şiddeti
        
    Yani bu gene sahipseniz, ve oldukça fazla şiddet görmüşseniz belirli bir durumda, bu tam anlamıyla felakete davetiye çıkarmaktır TED ولذا، اذا كان لديك ذلك الجين، ورأيت الكثير من العنف في وضع معيّن ، هذا هو وصف الكارثة، كارثة مطلقة.
    Bilirsin, çok şiddet vat ve ben de hayatımda şiddet istemiyorum. Open Subtitles الأمر يتعلق بالكثير من العنف, وأنا لا أريد العنف في حياتي
    Bu ülkede bu kadar çok şiddet olmasının sebebi sizsiniz Open Subtitles و غلطتكم ان لدينا الكثير من العنف في هذه البلد
    Yine de bu cinayetlerdeki şiddet, iki kurbanı da tanıdığını gösteriyor. Open Subtitles لكن العنف في عمليتي القتل هاتين يشير إلى معرفته كلتا الضحيتين
    Orijinal ACE çalışması, yüzde 70'i beyaz olan bir topluluk için yapıldı, yüzde 70 üniversite eğitimli kesim. TED الذراسة الأصلية حول تجارب العنف في الطفولة -ACE- تمت على متطوعين 70% منهم قوقازيون 70٪ منهم تلقوا تعليما جامعيا
    Aslında normalde mutlu olan bir ülkenin insanları şiddete başvurmaya başlıyor. TED ويميلُ الناس إلى العنف في بلد غير سعيد على النقيض من ذلك في حياة نقية.
    Bu noktada, on yıldan uzun bir süredir, görünüşe göre inatçı bir sorun olan flört şiddeti üzerinde çalışıyordum. TED لحد تلك اللحظة، كنت عملت لأكثر من عقد على مشكلة العنف في المواعدة التي بدت مستعصية.
    - Günün sonunda Oakland ve Stockton'daki şiddet de bitecek anlamına geliyor. Open Subtitles ما أعنيه هو أنّ مشاكل العنف في أوكلاند وستوكتن، ستنتهي بنهاية اليوم
    Ve son olarak Irak'ta şiddet yeniden artmaya başlarken, parlamento seçimlerinin üzerinden ancak dört ay geçtikten sonra bir hükümet kurulabildi. TED وفي العراق العنف في تصاعد مرة اخرى ومازالت الحكومة لم تتشكل بعد بعد عدة اشهر من انتهاء الانتخابات
    Ben bunların resmini yaparken, Ukrayna'daki şiddet olaylarının sonunu dökümante ettiğime inanmıştım. TED عندما قمت بالتقاط هذه الصور، اعتقدت أنني أوثق نهاية أحداث العنف في أوكرانيا.
    İnanıyorum ki şehirlerimizdeki şiddet çağını sona erdirebiliriz. TED أنا مؤمن تماماً من أننا قاردين على إنهاء عصر العنف في مدننا.
    Kırsal Amerika şiddet suçunda ulusal ortalamanın üstüne çıktı. TED لقد تجاوزت جرائم العنف في المناطق الريفية في أمريكا متوسط المعدل الوطني،
    Her ülkede yaşanan, genelde gizli kalan şiddet hikâyelerini açığa çıkarmak için ulusal düzeyde verileri kullanarak en iyi uygulamanın ve kanıtın küresel olarak bize söylediklerinden yararlanmaya ihtiyacımız var. TED وتطلب الاعتماد على ما تعرضه لنا أفضل الممارسات والخبرات حول العالم لكن باستخدام بيانات على مستوى وطني لتسليط الضوء على قصص العنف في أي دولة، التي غالباً ما تكون مخبأة
    Bu şeyler hakkında konuşmayı, flört şiddeti veya cinsel şiddet hakkında konuşmayı istediklerinden çok daha fazla istediler. TED وهم أرادوا التحدث حول هذه الأشياء أكثر بكثير مما أرادوا الحديث عن العنف في الجنس أو في المواعدة.
    Çünkü çok az kişi savaşları durdurmak için bir şey yapabilirken demokrasilerimizdeki şiddet bizim problemimiz. TED لأنه وبينما تملك فئة قليلة السلطة لإيقاف الحرب، فإن العنف في ديمقراطياتنا هو معضلتنا.
    Bu yerlerdeki şiddet korkunç ama bunlar küçük popülasyonlara sahip yani aslında gerçekte çok az insanı etkiliyor. TED إن العنف في هذه الأماكن رهيب، ولكنه يحدث فيها بسبب قلة معدلات السكان، ولذلك فهي تؤثر على عدد قليل من السكان.
    Hindistanda kadınlar çoktan aile içi şiddet hakkında konuşurken kimliklerini korumak için Snapchat filtreleri kullanamaya başladı. TED في الهند، بدأ الناس باستخدام فلاتر في سنابشات لحماية هوياتهم حينما يتحدثون عن العنف في بلادهم.
    Juanito, daha önce de dediğim gibi dünyada çok fazla şiddet oluyor. Open Subtitles كما قلت لك من قبل يا جوانيتو هناك الكثير من العنف في العالم
    Kampüsteki şiddet olaylarını bilmek istiyorum. Open Subtitles أنا أوَدُّ أَنْ أَعْرفَ حول العنف في الجامعات
    Bu, şiddeti savunmak anlamına gelmiyor, ama aynı zamanda, meşru müdafaa için şiddet kullanmaya da karşı değilim. Open Subtitles ولكن في الوقت ذاته لست ضد إستخدام العنف في حال الدفاع عن النفس ولست حتى أدعوه عنفاً في حال الدفاع عن النفس
    Ayrıca ebeveynleri, ACE'lerin ve toksik stresin etkileri hakkında eğitiyoruz, sizin elektrik prizlerini kapatmak veya kurşun zehirlenmesini önlediğiniz şekilde ve astımlı ve diyabetli hastalarımızın bakımını uygun hâle getiriyoruz. Hormonal ve bağışıklık sistemlerindeki değişiklikler dikkate alındığında, daha girişken bir tedaviye ihtiyaç duyma ihtimallerini onaylayıcı bir şekilde. TED ولكن قمنا أيضا بتوعية الآباء حول تأثيرات العنف في الطفولة والتوتر الحاد وبنفس أهميّة تغطية المنافذ الكهربائية، أو التسمم بالرصاص ثم أسسنا لرعاية مرضانا المصابين بالربو ومرض السكري بطريقة ندرك أنها قد تحتاج إلى علاج أكثر عدوانية نظرا للتغيرات في الأنظمة الهرمونية والجهاز المناعي.
    O an, flört şiddetine ve cinsel şiddete son verilmesine dair çözümler geliştirilmesi şeklindeki mesleki misyonum ve şahsım için önemli bir dönüm noktası olduğunu kanıtlayacaktı. TED تلك اللحظة قد أثبتت نقطة تحول هامة لي ولمهنتي التي تسعى لإيجاد الحلول لإنهاء العنف في الجنس وفي العلاقات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus