Kendin söyledin. Bu şamandıra önünde sonunda devrilecek ve bu olduğunda senin üstünde olama izin veremem. | Open Subtitles | قلتِ ذلك بنفسكِ، في الأخير، هذه العوّامة ستنقلب، ولا يُمكن أن أترككِ عليها عندما يحدث ذلك. |
Şu şamandıra suyun altında. | Open Subtitles | تلكَ العوّامة تحت الماء. |
Bu şamandıra suyun altında. | Open Subtitles | تلكَ العوّامة تحت الماء. |
Geri gelmese bile... - ...bu şamandırada mahsur kaldık. | Open Subtitles | حتى في حال لمْ يرجع، فإننا لا نملك وسيلة خروج من هذه العوّامة. |
O şamandırada yaptığın şey deliceydi. | Open Subtitles | -ما فعلته على تلك العوّامة كان جنونياً . |
Dilediğiniz zaman denize açılmak. Anahtarlığınızdaki şamandırayı gördüm de. Bana da bir tane lazım. | Open Subtitles | تبحر متى شئت، رأيتُ تلك العوّامة في سلسلة مفاتيحك |
Fakat salı önemli ölçüde zayıflayacak; yani o şamandırayı bulsak iyi olur. | Open Subtitles | لكنّه سيُضعف القارب بصورة ملحوظة، لذا يحري بنا إيجاد تلك العوّامة. |
- Teknenin motoru patladı ve biz şamandıradan hala 45 metre uzaktayız. | Open Subtitles | لقد انفجر مُحرّك القارب، وإننا ما زلنا على بُعد 45 متر من العوّامة. |
Bazı kafası karışmış Danimarkalı bilim insanlarına göre... Walter ve Paige şamandıra D-876'dalar. | Open Subtitles | وفقاً لبعض العلماء الدانماركيين المُضطربين، (والتر) و(بايج) عند العوّامة "دي 876". |
şamandırayı görebiliyorum; Walter ve Paige'i de. | Open Subtitles | بإمكاني رؤية العوّامة و(والتر) و(بايج)! |