bu şekilde yaşamak istemiyorsun. Hayatına devam ediyorsun. Doğru şeyi yaptığını söylemek için buradayım bu yüzden aynen devam et. | Open Subtitles | لا تريد العيش بتلك الطريقة ، عليك المضي قدماً أنا هنا لأخبرك ، أنت تفعل الصواب ، حافظ عليه فحسب |
Ağabeyin oldukça kaba, hırsızlık yapan biri, bu şekilde yaşamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | تبا لذلك , جاك ان أخاك لص و مجنون ولا يجب عليك العيش بتلك الطريقة |
Daha da kötüleşeceğinin farkında olduğunu ve bu şekilde yaşamak istemediğini yazmış. | Open Subtitles | لقد قال بأنّه يعلمُ بأنّ الأمرٌ سيسوء فقط بالنسبةٍ إليه وأنّه لم يرد العيش بتلك الطريقة |
O çağda bu şekilde yaşamayı seçen başçavuş diğer insanların hepsinden daha güçlüydü. | Open Subtitles | بإختياره العيش بتلك الطريقة اثناء تلك الحقبة الرقيب كان أقوى من أي شخص آخر |
Eğer Cumhuriyet Şehri'ni almaya kalkışırsan Avatar bir daha seni görmemi engelleyecek ve ben bu şekilde yaşamayı kabul etmiyorum. | Open Subtitles | الآفاتار لن تدعني اراك مجدداً . وانا ارفض العيش بتلك الطريقة |
Ama Tanrı'yı sevmek için neden bu şekilde yaşamak zorunda olduğumu anlayamıyorum. | Open Subtitles | لكنّني لا أفهم لمَ يجب عليّ العيش بتلك الطريقة لأحب الله؟ |
Dr'un bu şekilde yaşamak isteyeceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن الدوك كان ليرغب في العيش بتلك الطريقة |
Ve ben bu şekilde yaşamayı hayal bile edemem. | Open Subtitles | و لا أتخيّل العيش بتلك الطريقة |