Sadece ailesini kaybetmiş, ormana kaçmış ve haydudun tekine dönüşmüş bir kızım. | Open Subtitles | أنا مجرّد فتاة خسرت والدَيها و هربت إلى الغابة و باتت متروكة |
Çocukları cezayla korkutarak, ormana gitmelerini yeniden yasaklamışlar. | Open Subtitles | و مجددا فقد حذروا الأطفال من الذهاب الى الغابة و الا سيكون العقاب بانتظارهم |
Vahşi bir ormana daldı. 21 yaşında zengin olmuştu. | Open Subtitles | لقد ذهب إلى الغابة و خرج منها في سن الحادية و العشرين و أصبح غنياً |
Kızı Ormanın derinliklerine götürmek, ve Flütçü'nün gelmesini beklemek mi? | Open Subtitles | تأخذيها إلى داخل الغابة و تنتظرين عازف المزمار ليظهر ؟ |
Bu onun ilkel doğasını tatmin eder, Ormanın içinde uzun adımlarla yürümek, avı yakalayıp öldürmek. | Open Subtitles | إنهيُشبعطبيعتهالبدائية، يتحرك في الغابة و يلتقط صيده |
Zanlı ormandaydı ve onlar da elinin altındaydı. | Open Subtitles | الجاني كان في الغابة و العصّي كانوا مفيدين |
Yaralı geyik ormana kaçtı, ben de yaralı mı öldü mü diye peşinden gittim. | Open Subtitles | ثم توجه إلى الغابة و أُريدكَ أن تذهب وراءه لنعرف إذا كان مازال حياً أم لا |
ormana git iki tane ufaklık al iki ölü adam. | Open Subtitles | ذهبت الى الغابة, و أخذت رجلين صغيرين اثنان من رجالى ماتوا |
-Sabah erkenden... -Bu ne? ...çocukları ormana götürüp ölmeleri için orada bırakacağız. | Open Subtitles | سنأخذ الأطفال إلى الغابة و نتركهم هناك ليومتوا |
Ben de babamla o şeyi ormana götürüp kızarttık. | Open Subtitles | و أنا و أبي ، أخذنا هذا المخلوق إلى الغابة و أحرقناه تماماً |
Kuluçkaya yatan bu ormana timsahlar salınmış, ve reaktör suyuyla ısınırak, öyle bir serpiliyorlar ki! | Open Subtitles | لقد أدخلت التماسيح إلى حضن هذه الغابة و سخنت بواسطة المياه لتبريد المفاعل هل نجحوا في ذلك؟ |
ormana 15, kuzeydeki koya da 10 adam gidiyor. | Open Subtitles | نحتاج إلى 15 رجلا في الغابة و 10 اخرين للشمال |
Öylece ormana dalıp her yere ateş etmezsin değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، أنت لا تدخل الي الغابة و تصوب مسدسك في كل مكان , أتفعل ذلك؟ |
Tek çıkış yolu olan ormana dalmak hangi geri zekalının fikriydi? | Open Subtitles | ومن هو الأحمق الذي اعتقد انها كانت فكرة جيدة أن نتوغل في الغابة و لا يكون لدينا سوى مخرج واحد فقط |
ormana doğru giden taze izler buldum ve kafasında kova olan büyük bir adamın sahile doğru gittiği rapor edildi. | Open Subtitles | لقد لمحت اثار تقود الى الغابة و وصلنى تقارير بان رجل ضخم فوق رأسه دلو متجه الى الشاطئ |
Ormanın bitiminde, eskiden garsoniyer olarak kullanılan yer. | Open Subtitles | إنها فى نهاية الغابة و كانت تعرف بشقة العزاب |
Ben Ormanın içindeydim, sen de arabadaydın. Ben lastiğe ateş etmedim. Sen de etmedin. | Open Subtitles | .لقد كنُت في الغابة و أنتِ في السيارة لم أطلق النار على الإطار و لا أنتِ |
Sen Ormanın en sert, en zorlu, en kötü ağacını alt ettin... | Open Subtitles | لقد واجهت ما هو أصعب من ذلك الشجرة القاحلة فى الغابة و أنت ربحت |
Hem burayı milyon dolarlık tazminat için dava ederdim ve Ormanın içinde bir ev alırdım. | Open Subtitles | بالأضافة , اننى سأقاضى هذا المكان و احصل على ملايين الدولارات و اشترى بيت فى الغابة و ربما قارباً |
Bu sanki eğer Pamuk Prenses Pamuk Prenses ormandaydı ve cüceler de yakınındaydı, ama gözleri sürekli onun üzerinde değildi. | Open Subtitles | الأمر مثل لو كانت (سنووايت) إذا كانت (سنووايت) في الغابة و.. |