"الغداء معاً" - Traduction Arabe en Turc

    • Birlikte yemek
        
    • Beraber öğle
        
    • Yemeğe
        
    • öğle yemeği
        
    • birlikte öğle
        
    • birlikte öğlen
        
    Bak, eğer zamanın sıkışıksa yine de Birlikte yemek yiyebiliriz ve sen de toplantıyı halledebilirsin. Open Subtitles , أنظر , لو أنك مشغول , مازال يمكننا تناول الغداء معاً و يمكنك اللحاق بهذا الموعد
    Birlikte yemek yeriz ve size kararımı açıklarım. Open Subtitles سنتناول الغداء معاً وسأعلمك بقراري
    İlk önce annemle buluştum. Beraber öğle yemeği yedik. Open Subtitles أولاً، رأيت والدتي وتناولنا الغداء معاً.
    - Ama Beraber öğle yemeği yiyip konuşmak-- Open Subtitles لكن إذا كُنتِ تودين أن نتناول طعام الغداء معاً اليوم ونُدردش
    Kahve içtik sonra Yemeğe, başka bir yürüyüşe. Open Subtitles و احتسينا القهوه، ثم تناولنا الغداء معاً و أخذنا نسير مجدداً
    Çok yakın değiliz. Ara sıra birlikte öğle yemeği yeriz. Open Subtitles ليس صديقاً حميماً نتناول الغداء معاً بين الفترة و الاخرى
    Yüz kereden fazla birlikte öğlen yemeği yedik... ve bunun daha farklı olduğunu düşünmedim. Open Subtitles لقد تناولنا الغداء معاً العديد من المرات و انا لا اعتبر هذا أمراً مختلفاً عن ذلك
    Neden hepimiz avluda Birlikte yemek yemiyoruz? Open Subtitles لماذا لا نتناول الغداء معاً فى الملعب ؟
    Sen Seattle'dan Addison Simms'sin, ve biz 1902'nin sonbaharında Birlikte yemek yemiştik. Open Subtitles أنت (أديسون سيمس) من سياتل وتناولنا الغداء معاً في خريفٍ سابق
    Düşündüm de belki Birlikte yemek yiyebiliriz. Yapamam. Open Subtitles فكرت بأن نتناول الغداء معاً
    O kadar nadir Birlikte yemek yiyoruz ki. Open Subtitles قُلما ما نتناول الغداء معاً
    Beraber öğle yemeği yeriz diye düşündüm. Open Subtitles ظننت بأنه يمكننا أن نأكل الغداء معاً
    Hatta Beraber öğle yemeği yeriz, ha? Open Subtitles ربما نتناول الغداء معاً
    Beraber öğle yemeği falan yiyin. Open Subtitles ربما تتناولان بعض الغداء معاً
    Beraber öğle yemeği yemiştik. Open Subtitles لقد تناولنا الغداء معاً
    Yarın öğleden sonra ofisine gelirim. Yemeğe çıkabiliriz ya da birşeyler yaparız. Open Subtitles سأمر عليكي بالمكتب غدا بعد الضهر يمكننا تناول الغداء معاً
    Biriyle tanışıyorsun, bir öğle yemeği, derken akşam yemeğine. Open Subtitles تلتقين شخصاً، تتناولان الغداء معاً ثم تقرران الإنتقال إلى العشاء
    Böylece birlikte öğle yemeği yemiş oluruz. Open Subtitles بهذه الطريقة يمكننا تناول الغداء معاً
    Yanıma geldi, birlikte öğlen yemeği yiyorduk. Open Subtitles فجاء وقمنا بتناول الغداء معاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus