Kuşatma altına alınacak, topraklarının çoğunu kaybedecek ve ne Batı Şeria'ya ne de Kudüs'e ulaşma özgürlüğüne sahip olmayacaklardı. | TED | كانوا في طريقهم ليحاصروا، وتفقد الكثير من أراضيهم وليس لديها حرية الوصول ، إما إلى الضفة الغربية أو القدس. |
Bunu izleyen aylarda, Batı Afrika, Ebola virüsü hastalığından binlerce kişiyi kaybedecekti. | TED | خلال الأشهر التالية ستفقد إفريقيا الغربية الآلاف من الناس بسبب فيروس إيبولا. |
Hikayemi biliyorsun. West Point'tan sınıf birincisi olarak mezun oldum. | Open Subtitles | انت تعلمين انى تخرجت الاول على دفعتى فى المقاطعة الغربية |
West Side Koleji de pek çok çocuğu Harvard'a sokuyor. | Open Subtitles | ثانيا : المدرسة الاعدادية الغربية ألحقت طلاب كثيرين بجامعة هارفارد |
Bu birçok Batılı elitin kendi siyasi düzenleri hakkında yaptığı bir iddia, kibir, Batı'nın şu anki sorunlarının kalbindedir. | TED | إنه الإدعاء العالمي الذي تدّعيه العديد من النخب الغربية حول نظامهم السياسي، الغطرسة، التي هي أساس علّة الغرب الحالية. |
Bana hiç tahammül edemediğim Country ve Western müziği çağrıştırıyor. | Open Subtitles | هذا يذكرني في بلادي والموسيقى الغربية التي لا أستطيع مقاومتها |
Fakat zamanla Batı'nın bilgeli armağanlarını dünyanın geri kalanıyla paylaştı. | TED | ولكن بمرور الوقت شاركت عطايا الحكمة الغربية مع باقي العالم |
Batı egemenliğinin sona ermesine rağmen, Batı pek çok toplumun işine müdahele etmeye ve araya girmeye devam ediyor. | TED | الان على الرغم من انتهاء الهيمنة الغربية استمر الغرب في التدخل و التدخل في شئون العديد من المجتمعات الأخرى |
Bak, sana Batı bölgesini alabileceğini söylediğim zaman tüm 11 Eyaleti kastetmemiştim! | Open Subtitles | أنصت، عندما قلت بأنك ستأخذ الأراضي الغربية لم أقصد الولايات الإحدى عشر |
Ailesinin Whitesville denilen... ...West Virginia şehrinde sekiz kuşağı var. | TED | أسرتها ثمانية أجيال في بلده تسمى وايتسفيل، فيرجينيا الغربية. |
Demek istediğim,memleketi West Virginia,Whitesville... | TED | أعني حرفيا، مسقط رأسها يسمى ويتيسفيل، فيرجينيا الغربية. |
Burada UCL'de bir grup var ve West Midland polisi ile bu aynı sorun üzerinde birlikte çalışıyorlar. | TED | وتوجد مجموعة هنا في كلية لندن تعمل حاليًا مع شرطة ميلاند الغربية على تلك المسألة تحديدًا. |
Şu takındığınız Batılı edaları sizi bir eş sahibi yapmaya yetmiyor ama, hödükler! | Open Subtitles | إنها التقاليد الغربية التى تتبعها ،التى منعتك من إيجاد زوجة أنت شاب أحمق |
O Batılı gözlerle baktığın zaman gördüğün ilk şey kahverengi deri. | Open Subtitles | عندما تنظرين بتلك العيون الغربية البشرة البنية هي أول شيئ ترينه |
Sonraki 15 yıl boyunca ünlü Batılı markaların ilk Rus kampanyalarını tasarladı. | Open Subtitles | خلال السنوات الخمس عشرة اللاحقة لقد صمم النسخ الروسية من السلع الغربية |
2014'ten bu yana, Kuzey Carolina'nın tepelerinde, Western Carolina Üniversitesi'nde Adli Antropoloji Bölümü ile pilot bir proje yürütüyoruz. | TED | منذ عام 2014، ونحن ندير مشاريع تجريبية في تلال نورث كارولينا بالشراكة مع قسم الأنثروبولوجيا الشرعية بجامعة كارولينا الغربية. |
Onunla Doğu Cape'de bir hastanede tanıştık ve koca bir öğleden sonrayı beraber geçirdik - etkileyici bir çocuk. | TED | وكنت قد قابلتها في مستشفى في مدينة كيب الغربية وقضيت كل فترة بعد الظهيرة معها .. انها فتاة رائعة |
Almanların batıdaki son büyük taarruzu başlamıştı. | Open Subtitles | لقد بدأ الهجوم الألمانى العظيم والأخير على الجبهة الغربية |
Kızgın güneş batıda ufka kavuşurken... dağda rüzgar hızını kaybederken... tarla kuşunun nağmeleri sessizliğe karışırken... tarlalarda çekirgelerin sesleri kesilirken... deniz köpüğü uyuyan bir bakire gibi dinlenmeye çekilirken... ve alacakaranlık başıboş dünyayı sararken... yurduma dönüyorum. | Open Subtitles | عندما تنحدر الشمس الملتهبة في السماء الغربية عندما تفنى الرياح بعيدا فوق الجبال عندما تتحول أغنيتي للمروج إلى السكون |
- Bu işe girebilir, Westgroup'u geliştirebilirim. | Open Subtitles | قد ادخل في هذا المساعدة في اخذ المجموعة الغربية الى المستقبل |
Tam orada, Batı köyün de yaşıyorum, ...duman bulutu neyse ki batıya savruluyordu, bizden uzağa. | TED | أعيش هناك بالضبط في القرية الغربية. لذا فمن حسن الحظ أن الدخان أتجه غرباً، بعيداً عنا. |
Şüphem şu ki Batının gücü yeterliykenki 400 yılın sonuna yaklaşmaktayız | TED | أشك في أننا الآن نصل إلى نهاية ال400 سنة حين كانت القوى الغربية كافية. |
Hollywood'un batısında, meydana gelen birkazadandolayısıkışıklıkvar bu yüzden sürücüler, Hollywood'unbatısındanuzakdursunlar... | Open Subtitles | هناكالتعطيلفي هوليوودفي الغربية،حيثهناكحادثسير. ذلك، والسائقين، تجنبهوليوودفي الغربية. |
Yani benim bahsettiğim şey modern, bolluk içindeki Batı toplumlarının garip sorunu. | TED | إذا المشكلة التي أتحدث عنها تخص المجتمعات الغربية الحديثة والغنية. |
Yok olmakta olan bir ırkın son üyelerinden 3 adam Hudson Nehri'nin batısındaki sınır bölgesinde yol almaktadır. | Open Subtitles | ثلاثة رجال من آخر الناس المتلاشين من الجهة الغربية لنهر هيدسون |
Hollanda, Belçika, İtalya, Batı Almanya... ve Güney Afrika. | Open Subtitles | هولندا، بلجيكا، إيطاليا ألمانيا الغربية وجنوب أفريقيا. |
Westlake'teki şu Denny's denen mekân açıldığından beri pazar günleri işler kesat. | Open Subtitles | صباح كل أحد لا يأتي أحدًا هنا منذ أن فتحوا ذاك المطعم عند البحيرة الغربية |