Nefes borusu çevresindeki kıkırdak zarar görmüş, ölüm sebebi ise nefes borusu ezilmesi. | Open Subtitles | الغضروف حول القصبة الهوائية تضرر ولكن سبب الوفاة كان بالواقع سحق القصبة الهوائية |
Uygun alanlara gider ve kemik ve kıkırdak oluşturur. | TED | و أنها تنتقل إلى الأمكنة المناسبة و تشكل العظم و الغضروف. |
Bu aslında bir otoimmün hastalığı, otoantikorlar vücudun kendi ürettiği proteinleri tehdit olarak görürler. Bu proteinlerin bazıları kıkırdak hücreleri tarafından salgılanır. | TED | هذا النوع من الالتهاب نتيجة مرض يصيب الجهاز المناعي بحيث تستهدف الأجسام المضادة بروتينات الجسم الأصيلة، بعض تلك البروتينات تفرزها خلايا الغضروف. |
Buradaki tiroit kıkırdağı. Soluk borusunun sağ üstünde yer alır. | Open Subtitles | هنا يقع الغضروف الدرقي؛ يقع تمــاماً فوق القصبة الهوائية |
3. kostal kıkırdakta ve köprücükkemiğinde kesikler var. | Open Subtitles | هناك شقوق دقيقة في الغضروف الضلعي الثالث إضافة إلى عظم الترقوة. |
Lateral burun kıkırdağının hemen üstündeki kemik zarar görmüş. | Open Subtitles | كسر في عظمة الأنف فوق الغضروف الأنفي الجانبي |
Polina'nınağzında bulduğumuz kıkırdak parçası var ya? | Open Subtitles | قطعة الغضروف تلك التي عثرنا عليها في فم بولينا؟ |
- Küçük bir omurga eğriliği hareketli uzatma eklemi kıkırdak eksikliği. | Open Subtitles | تمدّد مفرط في مفاصل الحركة، ونقص في نسيج الغضروف |
Belki burnumdan biraz kıkırdak alırlarken yanlışlıkla beynimi de almışlardır. | Open Subtitles | من المحتمل انهم عندما قاموا بإزالة هذا الغضروف البسيط،،، سحبوا دماغي معه بالخطاً. |
Septumdaki kıkırdak ezilmiş, çene kemiğinin ön kısmında da başka bir ince çatlak var. | Open Subtitles | وسحق الغضروف الحاجز وهناك كسر شعري آخر أعلى من نتوء الفك العلوي للجبهة |
- Evet. Ben geçen yıl kıkırdak araştırmamı sunarken... | Open Subtitles | حين قدّمت له بحثي عن الغضروف في السنة الفائتة كان منزعجاً |
Uyluk ve kaval kemiklerindeki kıkırdak dokular yırtılmışa benziyor. | Open Subtitles | الغضروف المتيبس على جانب عظم الفخذ و عظم لقمة الظبظوب يدل على تمزق |
Ayak bileği ve yanındaki yırtık kıkırdak dokusu, ayaklarından asıldığını gösteriyor, bu da kanın neden göğüste toplandığını açıklıyor. | Open Subtitles | مترافق مع الغضروف المتمزق على عظام الكاحل و الكعب الأنسي يعني أنها كانت معلقة بالمقلوب |
Ve biraz daha estetik yaptırırsan kıkırdak diye bir şeyin kalmayacak. | Open Subtitles | وإذا عبثتِ أكثر من ذلك سينهار هذا الغضروف |
İskelesiz kıkırdak üretimiyle ilgili bir kitap yazmıştınız. | Open Subtitles | أنتِ كتبتِ كتابا عن، إعادة بناء الغضروف الصنعي. |
Temelde kıkırdağı hücre seviyesine kadar parçalıyoruz, | Open Subtitles | نقوم بكسر الغضروف للمستوى الخلويّ |
...bu sayede kıkırdağı ve kemikleri geçebilmiş. | Open Subtitles | حتى يمكن غرزه بين الغضروف و العظام |
Welton'un başparmağının, el tarağı ile bileğinin arasındaki kemik dokularındaki kıkırdakta, yumrular buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت عقد متحجرة في الغضروف على إبهام (ويلتون) بين السنْعي والرُسُغِي |
Tiroid kıkırdağının altındaki bazı dokuları trakea halkalarını dikmek için kullanın. | Open Subtitles | قُم بتجميع بعض الأنسجة من الغضروف الدرقي وإستخدمهم لترقيع المساحة على حلقات القصبة الهوائية |
Göğüs kemiği sertleşmesi öldürüldüklerinde ikisinin de 30'larında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تعظم الغضروف يضع عمرا تقريبيا في أوائل الثلاثينات عندما قتلتا |
Sonunda,iki kemiğin arasında bulunan Menisküs tamamen yırtılmış ve kemik çatlamış. | TED | الغضروف المفصلي ما بين العظام تمزق تماما و العظم نفسه تحطم. |
Ligamenta patellae'ye gireceğiz ve dizkapağınızdaki bağları çalışmaz hale getireceğiz. | Open Subtitles | رابط الغضروف شل الأربطة الركبة |
Eğer bunu bir daha yaparsan, kulaklarını kopartıp gözlerini haşlayarak yüzündeki kıkırdakları kemireceğim. | Open Subtitles | إذا كنت تفعل هذا مرة أخرى، أنا ستعمل مزق أذنيك قبالة وتغلي عينيك وتأكل الغضروف بعيدا عن وجهك. |