Ya da benzeri bir şey olmuştu. hoş olmayan şeyler. | Open Subtitles | كان يجب عليكِ فعل ذلك أحياناً ، يوجد بعض الأشياء الغير سارة |
Bazı gecelerde birkaç biradan sonra ailen hakkında, bazı çok da hoş olmayan konuşmalar yaptığımızı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر قبل بضع ليالٍ، مع بضع أقداح من البيرة وبعض المناقشات الغير سارة حول أخواتك |
Ve oğlumun mızmızlanması gibi benim için hoş olmayan bazı şeyler var. | Open Subtitles | وهناك بعض الأشياء الغير سارة بالنسبة لي كالأستماع إلي أبني ينتحب |
Kardinalimizin nahoş vefatı sebebiyle Kızıl Muhafız liderliği pozisyonu açıkta kaldı. | Open Subtitles | منذ الوفاة الغير سارة للكاردينال, منصب قائد الحرس الأحمر لا يزال شاغر. |
Bir insanın kariyerini mahvedebilecek riskli sahneler ve nahoş detaylarla dolu bir filmden bahsediyoruz. | Open Subtitles | حصنا على فلم يحتوي على ...مشاهد قابلة للمساومة و بعض التفاصيل الغير سارة التي بأمكانها أن تدمر حياة الرجل المهنية |
Her ayrılıkta olduğu gibi bazı tatsız anlar yaşandı tabii. | Open Subtitles | كانت هناك بعض، اللحظات الغير سارة مثل معظم الإنفصالات، لماذا؟ |
Bu dünyada bazı insanlar vardır ki... hoş olmayan işlerimizi yapmak için doğmuşlardır. | Open Subtitles | .... هناك بعض الرجال فى هذا العالم ولدوا ليقوموا ببعض الأعمال الغير سارة من أجلنا |
Bu dünyada bazı insanlar vardır ki... hoş olmayan işlerimizi yapmak için doğmuşlardır. | Open Subtitles | .... هناك بعض الرجال فى هذا العالم ولدوا ليقوموا ببعض الأعمال الغير سارة من أجلنا |
En iyisi bu nahoş konuşmayı burada bitirelim artık. | Open Subtitles | دعنا ننهي هذه المحادثة الغير سارة |
Size nahoş haberlerim var. | Open Subtitles | لديّ بعض الأخبار الغير سارة. |
tatsız detaylar mı? | Open Subtitles | للتَعَامُل مع هذه التفاصيل الغير سارة تفاصيل غير سارة؟ |
Güzel bir geceyi mahvetme riskine rağmen size tatsız bir haber vereceğim. | Open Subtitles | في خطر الدمار ، مساء رائع عندي بعض الأخبار الغير سارة |