Tanrım, burası ne kadar hoş. Çocuklar için tam bir Cennet. | Open Subtitles | يا إلهي، ما أجمل هذا المكان إنه بمثابة الفردوس بالنسبة للأطفال |
Cennet'te daha fazlasını alabilirsin Dünya'dayken bıraktıkların için. | Open Subtitles | ما تتصدق به على الأرض ستجد أضعافه مئة مرة في الفردوس الأعلى |
İsa O'na Cennet denilen yerde, babasının yanında bir yer teklif etti. | Open Subtitles | لقد منحه المسيح مقعدا بجوار والده في مكان يدعى الفردوس |
Camus, "Kadınlar, yeryüzündeki cennete ait görüp görebileceğimiz tek şeydir" demişti. | Open Subtitles | قال كامو بأنّ النساء كلّ بأنّنا أبدا سنعرف الفردوس على الأرض. |
Dilenciler, hırsızlar bu Cennette su kenarındaki kör kaplanlar balıkçılar ve de düşünürler. | Open Subtitles | المتسولين، اللصوص هنا فى الفردوس النمور العمياء على الميناء السماكين والمنشقين هو وهى |
Burroughs'un şartlarını kabul edeceğim ama The Paradise'ı da korumam lazım. | Open Subtitles | إذن سوف أوافق على شروط بوروز لكن احتاج شيئا يحمي الفردوس |
İşte bu şeklide şampanya içerek çakır keyif olurken bu muhteşem cenneti de keşfetmiş olursunuz. | Open Subtitles | كما لو كنت شربت الكثير من الشمبانيا باكتشافك لهذا الفردوس الشيك |
İsa O'na Cennet denilen yerde, babasının yanında bir yer teklif etti. | Open Subtitles | لقد منحه المسيح مقعدا بجوار والده في مكان يدعى الفردوس |
fakat 2 aydır bu Cennet adasında gizlenmektesin. | Open Subtitles | ولكن أنتِ تختبئين في جزيرة الفردوس منذ شهرين حتى الآن. |
Buenos Aires'in kuş uçuşu 90 mil kuzeydoğusunda hiçbiryerin ortasında, tatlı, güzel bir Cennet parçasına gideceksin. | Open Subtitles | حسناَ سترون سوف تهبطون في جمال يقارب الفردوس في وسط عراء |
Burası soğuk ve ıssız bir dünya ama bu anne ve yavrusu için bir Cennet. | Open Subtitles | إنه عالم باردٌ و قاس أمّا للدببة القطبية و صغارها فهو جنة الفردوس |
Cennet denilen bu yerde, dünyanın ucunda yaşıyoruz. | Open Subtitles | في نهاية الارض بمكان يلقى عليه اسم الفردوس. |
Cennet gibi. Daha önce hiç böyle bir yer görmemiştim. | Open Subtitles | وكأنني في الفردوس لم أر شيئاً كهذا طيلة حياتي |
"Onu yakacaklar. Yandıktan sonra ruhu cennete gidebilecekmiş." | Open Subtitles | سنحرقه، فورا سيذهب وكلّ ما يمتلك الى الفردوس |
"Onu yakacaklar. Yandıktan sonra ruhu cennete gidebilecekmiş." | Open Subtitles | سنحرقه، فورا سيذهب وكلّ ما يمتلك الى الفردوس |
Dünyanın günahlarını sırtlanan Yüce İsa... bu vücudu cennete buyur etmek için meleklerini gönder. | Open Subtitles | أيها الحمل الذي خلصت العالم من خطيئته أرسل ملائكتك للترحيب بهذا الجسد في الفردوس |
Ve bu savaş bittiğinde ya Cennette ya da zafer meydanında yine görüşürüz! | Open Subtitles | وعندما ينتهي يوم المعركة هذا سوف نتقابل في الفردوس أو على ساحة النصر |
Bunlar krallarına armağanları. Cennette de kral olması için. | Open Subtitles | هذه هدايانا إلى سيدنا لدعم مملكته في الفردوس |
Efendim, ben The Paradise'a Bay Moray'in eşi öldükten sonra geldim. | Open Subtitles | سيدي , أنا قدمت الى الفردوس بعد وفاة زوجة السيد موراي |
Bu maddeyi imzalamak cenneti yaşamak gibi. | Open Subtitles | التوقيع على الفقرة 14 مثل التوقيع لدخول الفردوس |
Senin çektiğin acılar babamınkinin yanında kıymık acısı gibi kalır... cennetten dışlanmış, yeryüzüne inmiş melek, sürgün edilmiş, hakarete uğramış... | Open Subtitles | لم تكن آلامك على الصليب سوى فتات من الآلام العنيفه التى عاناها أبى الذى ألقى به خارج الفردوس الملاك الهابط |
Cennetin kapıları sadece yüzüme kapanmak için açılmıştı" | Open Subtitles | فتحت لي أبواب الفردوس و لكن لترتد على وجهي |
O buradaydı, Eden'da, diğerleriyle birlikte. | Open Subtitles | كانت هنا , في الفردوس مع الأخرين |
cennetteki bütün ruhlar için herşey açık mı? | Open Subtitles | أكل الأشياء واضحة للأرواح فى الفردوس ؟ |