Sadece kaçırdığımız fırsatlara yanıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أشعر بالأسف على الفرص التي أضعناها |
Daniel, fırsatlara kucak aç ismimiz bunu sana sağlıyor. | Open Subtitles | دانيال إحتنس الفرص التي يوفرها إسمنا لك. |
Tanrım, sana şükrediyoruz yüce ulusumuzu savunmak için silah arkadaşları olarak bize verdiğin fırsatlar için. | Open Subtitles | إلهنا الكريم، نشكرك على الفرص التي منحتها إيانا كي نذهب سويًا كرفاق للدفاع عن أمتنا العظيمة |
Bize verdiğin fırsatlar için ve yolumuza çıkan zorlukları yenmemiz adına bize güç verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الفرص التي تعطينا إياها و القوة لمواجهة التحديات التي نقابلها في رحلتنا |
Romalıların delilik olarak göreceği bir fırsat yakaladığım için şanslıydım. | Open Subtitles | لقد كنت محظوظًا لاستغلال الفرص التي اعتبرها الرومان جنونية |
Romalıların delilik olarak göreceği bir fırsat yakaladığım için şanslıydım. | Open Subtitles | لقد كنت محظوظًا لاستغلال الفرص التي اعتبرها الرومان جنونية |
Gelişmekte olan ülkelerde ise pek çok insan benim Amerika'da sahip olduğum tıbbi bakıma, eğitime ya da fırsatlara aynı düzeyde sahip değil. | TED | إن الكثيرين ممن يصابون بتلك العدوى في الدول النامية ليس لديهم نفس المستوى من الرعاية الطبية أو التثقيف أو الفرص التي قد حظيت بها في أمريكا. |