Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu: | Open Subtitles | الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك |
Aradaki tek fark, onlar iman için mücadele olduğunu neden gecikmeksizin öldürebilir. | Open Subtitles | الفرق الوحيد أنهم يقاتلون بحافز إيمان، مما يسمح لهم بالقتل دون تردد |
Aramızdaki tek fark, tereddüt etmeden öldürmek için bir sebeplerinin olması. | Open Subtitles | الفرق الوحيد أنّهم يقاتلون عن اعتقاد، مما يجعلهم يقتلون بلا رادع، |
tek fark artık sadece yüzde 21 oksijen ile çalışıyorsunuz. | TED | الفرق الوحيد في ذلك الآن انك تعمل بنسبة 21 في المئة من الأوكسجين. |
Tek farkı bazıları yeleğimden görünüyor. | Open Subtitles | الفرق الوحيد هو أن البعض منهم كان يسترق النظرات من خلال حمّالتي المحظوظة |
tek fark, onların hataları gizli dosya dolaplarındaydı. | TED | الفرق الوحيد هو أن أخطائهم .. كانت تحفظ في كبائن الملفات السرية. |
Deneyimlerime göre, sabah insanları ile gece insanları arasındaki tek fark, sabah erken kalkan insanların son derece kendini beğenmiş olmasıdır. | TED | في تجربتي، الفرق الوحيد بين من يستيقظ صباحا ومن يستيقظ مساء هو أن من يستيقظ في الصباح الباكر معتدون بأنفسهم بشكل فظيع. |
Görebileceğiniz gibi tek fark, zincir içerisindeki ekstra iki karbon atomu. | TED | الفرق الوحيد بين الزوجين، كما ترى، احدهما يزيد على الآخر .. بذرة كربون واحدة في السلسلة. |
Geçici heves ve ömür boyu süren tutku arasındaki tek fark, geçici hevesin biraz daha uzun sürmesidir. | Open Subtitles | إن الفرق الوحيد بين النزوة و عاطفة مدى الحياة هو أن النزوة تدوم لوقت أطول |
tek fark, Yerlilerin anlamanız amacıyla... bizim dilimizde konuşacak olmaları. | Open Subtitles | الفرق الوحيد هو ان الهنود حينما يتحدثون فانهم سوف يتحدثون بلغتنا وذلك كي تفهموهم |
- Aradaki tek fark bu mu Koca Baba? - Vücut güzelliği çok önemlidir. | Open Subtitles | هل هذا هو الفرق الوحيد يا ابى الكبير الفرق فى الشكل مهم يا بنى |
-Aradaki tek fark bu mu Koca Baba? -Vücut güzelliği çok önemlidir. | Open Subtitles | هل هذا هو الفرق الوحيد يا ابى الكبير الفرق فى الشكل مهم يا بنى |
Aramızdaki tek fark, Joseph, ...sen kanun için hayatını mahvettin, ... bense hayatım için kanunu mahvettim. | Open Subtitles | الفرق الوحيد بيننا يا جوزيف انك حطمت حياتك لتعتنق القانون وانا حطمت القانون لاعتنق الحياة |
tek fark şu ki, ben yeni tanıştığım biriyle yatabilirim. | Open Subtitles | إن الفرق الوحيد اننى يمكن ن امارس الجنس مع شخص قابلته توا |
tek fark, biz borsaya bakmıyoruz. | Open Subtitles | إن الفرق الوحيد هو اننا لا ننظر إلى سوق الأسهم المالية |
Aramızdaki tek fark o da senin gerçekleri görmezden gelmen. Ama ben görüyorum. | Open Subtitles | الفرق الوحيد كونك غير راغبة في تقبل الحقيقة |
tek fark, gemiyi kimin için ele geçireceği. | Open Subtitles | الفرق الوحيد هو من الذي يتحكم بالسفينة من أجله؟ |
Onlarla Rosa arasındaki tek fark, Rosa'nın NAACCP de sekreter olması, | Open Subtitles | الفرق الوحيد بينهم وبينها انها فقط امينة في الحكومة |
Orijinalinden Tek farkı, ekipte bir de 5. üye vardı. | Open Subtitles | الفرق الوحيد بين المسلسل والقصة الأصلية، أنه كان هناك عضو خامس في الفريق |
Bertha Duncan ile Tek farkımız benim barda konsomatris olmam, onun da evli olmasıydı. | Open Subtitles | ان الفرق الوحيد بينى وبينها هو اننى اعمل كفتاة اضافية له وهى لديها خاتم زواج |
Mick, bir kahramanla bir korkak arasındaki tek farkın kahramanın kararlığı olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | ميكى كان يقول أن الفرق الوحيد بين البطل والجبان أن البطل يرغب فى أن يحاول |