Politik güç elde etmek için bok dolu kovaya atlamaya can atar. | Open Subtitles | هو مُستعدً للقفز بِـ دلو مِن الفضلات فقط ليُصبح سياسيً ذو نفوذ |
1 saattir buradayım. bok gibi bir hafta sonu geçiriyorum. | Open Subtitles | اي قضاء ساعة في الميدان.أي أصبح الحصول على اجازة نهاية الأسبوع يساوي من الفضلات. |
McKinley'nin geleceğini kaka çalan sihirli su oturağına atmak seni rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | اذا انت موافقة على تدمير مستقبل ثانوية ميكنلي تحت كرسي مياه تنظيف الفضلات السحري ؟ |
Yemekler kötü. Restoranlarda sattıkları tamamen pislik. | Open Subtitles | إن الطعام رديء انهم يبيعون الفضلات في المطاعم |
Evet, Zar. | Open Subtitles | أوه، نعم، الفضلات. |
Burada, San Francisco'da MR3 adında bir firma var; atık kollarından maden çıkarmak için mikrop moleküllerinin taklitlerini filtrelere yerleştiriyorlar. | TED | توجد شركة هنا في سان فرانسيسكو تدعى MR3 والتي تغرس ما يشبه الميكروبات على مصافي لاستخراج المعادن من مجاري الفضلات. |
Bir hafta besledikten sonra, birçok dışkı oluşur. | Open Subtitles | بعد أسبوع من الأكل هناك الكثير من الفضلات بالداخل |
Öylece oturup bu saçmalığı izleyeceğim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أجلس هنا وأشاهد هذه الفضلات |
Toplantı bittiğinde, bu pisliği temizle. | Open Subtitles | عندما ينتهي هذا الاجتماع ضع هذه الفضلات في الأعلى |
Kakayı duvarlara sürüyor. ÇıIgın insanların yaptıkları bu. | Open Subtitles | يضع الفضلات على جدرانه هذا مايفعله المجانين |
Kuzey Sahilinde bu saçmalık yok! | Open Subtitles | أنت لا ترى هذه الفضلات على الشاطئ الشمالي |
Demek denilenleri anlamıyor "bok torbası" "bok ye"? | Open Subtitles | اذا هو لا يفهم كلمه مثل كلمه حثالة المجتمع كل الفضلات |
Çarmıha gerilme bittiğinde, Vücutları kaslarının kontrolünü kaybeder... bağırsakları ve mesaneleri boşalır, bunun sonucu yürüyen bir bok yığını olur. | Open Subtitles | حينما انتهى الصلب فقدت اجسامهم عضلاتهم سكب الامعاء والمثانة فى العملية النتيجة التى منها تلك الكومة المتنفلة من الفضلات |
bok gibi görünüyorsun, doktoru görmelisin | Open Subtitles | تبدو مثل الفضلات يجب عليك أن ترى مساعد الطبيب |
kaka deliğinde tuhaf şeyler buluyor musun? | Open Subtitles | هل سبق ووجدت أي شيء غريب في مزلق الفضلات ؟ |
Senin boktan maskenden bir pislik almayı isterdim... büyük yaşlı, mango büyüklüğünde pislik. | Open Subtitles | أود أن آخذ الفضلات وأضعها على قناعك اللعين فضلات مانجو كبيرة وقديمة |
İçeride Zar oynandığını duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنّك عندك الفضلات الممتازة... |
Çoğu şey, ürettiğimiz çoğu atık, çöp sahasında son bulur. | TED | معظم الاشياء , الفضلات التي ننتجها , ينتهي بها الامر في مكبات النفايات |
Biraz şarap, biraz dışkı, üstüne de biraz dışkıyla karışık hardal dökeceğim. | Open Subtitles | , سأصب بعض النبيذ , أفرك بعض الفضلات , وتصلبه بعض الخردل خلط بالفضلات |
O saçmalığı bir kenara bırakabilirsin... çünkü sana bu adamın bir yalancı olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنت يمكن أن ترمي تلك الفضلات بعيدا... ' يجعل أنا يمكن أن أخبرك الآن، كذاب هذا الرجل. |
Tanrı'nın senin gibi bir pisliği sevdiğine inanıyor musun, Donny? | Open Subtitles | تعتقد ذلك، دوني؟ الذي يحبّ الله كيس الفضلات مثلك؟ |
Kakayı çıkarmam lazım şimdi. | Open Subtitles | . الان علي ان اخرج الفضلات |
Çünkü bir neşter çalıp seni kesip açsam içinde, korkudan tir tir titreyen bir ton saçmalık bulurum. | Open Subtitles | لأني لو سرقت مشرط وفتحتك كل ما سأجده هو كومة من الفضلات |
Kuşun bir görevi vardır, bokun bir görevi ve tohumun bir görevi. | Open Subtitles | الطائر لة دوره، الفضلات لها دورها، البذرة لها دورها |
Barbut masasında yatan bir adam. Yine de denemekte yarar var. | Open Subtitles | لا يوجد عنوان، على الأرجح ينام على طاولات الفضلات ليس أمامنا سوى المحاولة |
Tüm mahalleyi kontrol ettim bulabildiğim tüm dışkılar bunlar. | Open Subtitles | لقد تفقدت الحي بأكلمله هذه هي جميع الفضلات التي وجدتها |
Bir adam fazla gururlanırsa, ...bu bazen, adamın, içindeki pislikleri temizlemesi için iyi olur. | Open Subtitles | أى رجل سيصبح فخورا جدا أحيانا هو يحسن للحصول على الفضلات |