Bir gün o eski değirmeni yıkıp daha çok gümüş ladin dikeceğim. | Open Subtitles | فى يوم ما سوف أزيل الطاحونة القديمة و أضع المزيد من أشجار الصنوبر ذوات الطرف الفضى بدلاً منها |
Ne altın, ne de gümüş yıldönümüm. Yumuşak doğumgünüm. | Open Subtitles | و ليس الذهبى او الفضى انه عيد ميلادى الناعم. |
Ne altın, ne de gümüş yıldönümüm. Yumuşak doğumgünüm. | Open Subtitles | و ليس الذهبى او الفضى انه عيد ميلادى الناعم. |
Silver Streak'in bazı eksik tarafları var, ama lütfen marmaladını deneyin. | Open Subtitles | الاكسبريس الفضى له نقائصه ولكن لو سمحت جرب مربى البرتقال |
Silver Streak'in ray değiştirmesi sadece başka bir trenle çarpışmasına neden olacaktır. O halde ne halt yiyeceksin? | Open Subtitles | تحويل الاكسبريس الفضى سيتسبب فقط فى الاصطدام بقطار اخر |
Tuhaf güzellikte yeşil çimenler... ve muhteşem, gümüşi denizlerin. | Open Subtitles | " جمال عجيب من الأعشاب الخضراء " " مع المنظر الرهيب للبحر الفضى " |
Bu ıstakozu gümüş tepside istiyorum. | Open Subtitles | اريد هذا المغفل ان يخدم .على الصحن الفضى |
Mucizevi gümüş kaplama yüzeyi güneş ışınlarını tekrar dünyaya yansıtır. | Open Subtitles | سطحه الفضى المعجزة يستنشق ضوء الشمس و ينفثه برفق على سطح الارض |
Mucizevi gümüş kaplama yüzeyi güneş ışınlarını tekrar dünyaya yansıtır | Open Subtitles | سطحه الفضى المعجزة يستنشق ضوء الشمس و ينفثه برفق على سطح الارض |
He, o mu, gümüş düğünümüz için prova yapıyoruz. | Open Subtitles | آه هذا أنها بروفات اليوبيل الفضى لزواجنا |
Şerif'e zarar vermek istiyorsan, gümüş okunu kazanmalısın. | Open Subtitles | . حسناً ، إذا كنت تريد إيذاء عمدة البلدة ، إربح سهمه الفضى |
Bu çocuğun gümüş oku kazandığından emin ol. | Open Subtitles | . تأكد من أن هذا الشخص سيربح السهم الفضى |
gümüş alyans sahte ama merak ediyorsan. | Open Subtitles | خاتم الزفاف الفضى أنه مزيف فى حال كنتى تتسائلين |
Beyaz köknar, Douglas köknarı, gümüş uçlu ladin. | Open Subtitles | الصنوبر الأبيض و صنوبر " دوجلاس" و الصنوبر ذو الطرف الفضى |
-Size bahsettiğim gümüş ladini hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | -هل تذكرين أشجار الصنوبر ذوات الطرف الفضى ؟ -نعم ؟ |
Violet Yenge'nin vestiyerdeki eski gümüş tilki kürkünü almadım. | Open Subtitles | "لم ألتقط فراء العمة " فيوليت الفضى من غرفة إيداع المعاطف |
Pervane mili şu gümüş şey. | Open Subtitles | و غرفة الدواسر هى ذلك الشىء الفضى |
Silver Streak 2:27'de orda duracak. | Open Subtitles | الاكسبريس الفضى يتوقف هناك فى 27 : 2 |
AMRoad treni, Silver Streak... | Open Subtitles | قطار الصباح , الاكسبريس الفضى.. |
- Silver Streak kontrolsüz. Ne yapacağız? | Open Subtitles | الاكسبريس الفضى جمح , ماذا نفعل ؟ |
Tuhaf güzellikte yeşil çimenler... ve muhteşem, gümüşi denizlerin. | Open Subtitles | " جمال عجيب من الأعشاب الخضراء " " مع المنظر الرهيب للبحر الفضى " |
Haberci Ödülü için New York'a uçuyor. | Open Subtitles | إنها ستتطير إلى نيويورك لتسلم الميكروفون الفضى |